Gökyüzünde nehirler var
Uzun zamandır-kendime göre uzun zaman tabii-kitap okumakta eskisi kadar verimli olmadığımı hissediyordum. Ben ki eş zamanlı dört kitap okuyabilen biriyken son bir yıldır, ayda bir kitap bitirirsem kendimi şanslı saydığım bir dönemdeydim ki Bodrum’dayken bir kitap aldım ve kim olduğumu hatırladım. Nasıl bir okur olduğumu, kitap okumanın bana nasıl keyif verdiğini hatırlatan, bildiğim taraflarımı bana hatırlamamı sağlayan, bilmediğim taraflarımı bana bulduran bir kitap bu…
Kitap diyorum, çünkü hâlâ okuyorum. Bitmesine çok az kaldı ama bitmesini beklememe gerek yok bunu yazmam için, gerek yok, haydi hemen bu kitabı alın ve okumaya başlayın demem için…
Onun kaleminde ne var, bilmiyorum. Böyle tanıdık, bildik; şaşırtmayan ama aynı zamanda çok şaşırtan, vazgeçilmeyen, öğreten, düşündüren, bana her zaman kendimde, kendimden bir şeyler bulduran bir tılsım var sanki… Okumaya başladığımda elimden bırakamıyorum. Bu kitap da öyle: Gökyüzünde Nehirler Var.
Sanki; koşmaya başladığında duramamak gibi, içmeye başladığında bırakamamak gibi, sevmeye başladığında hiç vazgeçmemek gibi okuyor insan onu… O’nu diyorum, çünkü Elif Şafak’ın bütün kitaplarını okurken aynı hissiyat içinde........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Rachel Marsden
Joshua Schultheis