Bilim, Akıl ve Vicdan: Sandalyeden Yaratıcıya Felsefi Bir Yolculuk–41
“Vücudundaki İmza: Bilimin Eşsiz İnsan Haritası”
Oda, BİLİM’in insan fizyolojisinin ve yapısının en ince detaylarındaki benzersizliği gözler önüne seren açıklamalarının ardından büyülenmiş bir sessizliğe gömülmüştü. Parmak izlerinden retina desenlerine, yüz hatlarından ses tellerine kadar her bir bireyin nasıl “tek ve biricik” bir sanat eseri olduğu gerçeği, dinleyenlerin zihninde yankılanıyordu. İnançlı Kişi’nin “yaratılışın HER AN devam ettiğinin bilimsel göstergesi” yorumu havada asılı kalmış, herkes kendi içinde bu muazzam bilgiyi sindirmeye çalışıyordu. Ancak zihinlerdeki sorular bitmemişti. Agnostik’in son sözleri, fiziksel sınırların ötesine geçme arzusunu dile getirmişti:
“Bu açıklamalar gerçekten dehşet verici ve hayranlık uyandırıcı. Ancak fiziksel özelliklerin ötesinde başka benzersiz özellikler de var mı? Ruhsal, zihinsel veya karakter özellikleri açısından da benzer bir benzersizlikten söz edebilir miyiz? Bilim bu konuda ne diyor?”
Agnostik’in sesi odanın düşünen atmosferinde yankılandı. Agnostik, BİLİM’in sunduğu fiziksel kanıtların ağırlığı altında ezilmiş gibiydi, ama aynı zamanda gözlerinde yeni kapılar aralanmasının heyecanı parlıyordu. Bir süre sessizce durdu, sanki tüm anlatılanları zihninde yeniden oynatıyordu.
Agnostik’in sorusu üzerine tüm gözler BİLİM’e çevrildi. O, bu merak dolu sorgulamayı sanki en başından beri bekliyormuş gibiydi; yüzünde bilgece bir tebessüm ve her şeyi anladığını belli eden bir ifadeyle başını hafifçe salladı. Sakin bir hareketle elini masaya koyarken, gözlüklerinin üzerinden odadakileri süzdü. Şimdi, zihinlerde filizlenen bu yeni arayışa farklı bir pencere açmaya, konuya bambaşka bir derinlik katmaya hazırlanıyordu; nitekim ses tonu da, yaklaşan açıklamaların enginliğine bürünerek çoktan ciddileşmişti.
BÖLÜM ÖZETİNİ İZLEMEK İÇİN:
BİLİM: Harika bir soru, Agnostik. İnsanların benzersizliği yalnızca fiziksel özellikleriyle sınırlı değildir, bu kesin. Varlığımızın her katmanında, bilimin ışığında gözlemleyebildiğimiz, ölçebildiğimiz eşsizlikler mevcut. Fiziksel yapımızın ötesine baktığımızda, biyolojik ve fizyolojik düzeyde de sizi benzersiz kılan sayısız detay buluruz.
Deist, bu yeni açılıma ilgiyle yaklaştı.
Deist: Biyolojik ve fizyolojik mi? Yani kan dolaşımımız, organlarımız... Bunlar da mı kişiden kişiye farklılık gösteriyor? İnsan vücudu standart bir fabrika ürünü gibi değil midir?
BİLİM gülümsedi.
BİLİM: Asla standart değil, Deist. İşte bilimin bu konudaki bazı gözlemleri, adeta biyolojik imzalarınız: Öncelikle, BİYOLOJİK VE FİZYOLOJİK BENZERSİZLİK... Düşünün ki, bağışıklık sisteminiz, metabolizmanız, kan ve damar yapınız, hormon dengeniz... Tüm bunlar bireysel farklılıklar gösterir. Bu farklılıklar, sadece genetik yapınızdan değil, aynı zamanda yaşadığınız çevre, beslenme şekliniz, karşılaştığınız mikroplar gibi faktörlerden de etkilenir. Bu etkileşim, her birinizi biyolojik olarak eşsiz birer varlık yapar.
Ateist, hafifçe öne eğildi.
Ateist: Bağışıklık sistemi ilginç. HLA genlerinden bahsedilir, değil mi?
BİLİM: Çok doğru, Ateist. Bakın, biyolojik ve fizyolojik yapınızın derinliklerine indiğimizde de karşımıza eşsiz bir tablo çıkıyor. Örneğin bağışıklık sisteminizi ele alalım. Her birinizin bağışıklık sistemi, parmak iziniz kadar benzersizdir. Bunun temelinde İnsan Lökosit Antijeni, kısa adıyla HLA genlerinizdeki çeşitlilik yatar. Bu genler, vücudunuzun kendi hücrelerini yabancı istilacılardan ayırt etmesini sağlar ve bu genlerdeki varyasyonlar, bağışıklık tepkilerinizin kişiye özgü olmasını belirler. Paul Parham gibi immünologların çalışmaları bu mekanizmaları detaylandırmıştır.[1] Dahası, yaşam boyunca karşılaştığınız her patojen ve antijene karşı vücudunuzun geliştirdiği antikor ve T hücresi “repertuvarı” tamamen size özeldir. Bu repertuvar, genetik yapınız, maruz kaldığınız çevresel faktörler ve yaşam tarzınızın birleşimiyle şekillenir.[2]
Deist hayranlıkla başını salladı. Ateist, ilk baştaki alaycı tavrını bir kenara bırakmış, dikkatle dinliyordu. Metabolizma söz konusu olduğunda biraz daha meraklandı.
Ateist: Yani, aynı hastalığa yakalanan iki insan bile biyolojik olarak farklı bir savaş veriyorlar vücutlarında... Peki ya metabolizma? Herkesin yediği aynı besinleri işleyişi nasıl farklı olabilir? Neden........
© Risale Haber
