menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Terörsüz Türkiye Sürecindeki Tuzaklar

10 0
22.08.2025

"Terörsüz Türkiye" Türkiye’nin bölünüp parçalanmasını isteyen ecnebiler ve onların kuklaları dışında her kesimin arzu ettiği bir hedeftir. Şurası muhakkak ki, terörün bitmesi ve kardeşliğin benimsenmesi Türkiye için büyük bir dönüşümdür. Ancak bu dönüşüm, hem fırsatlar hem de zorluklar barındıran bir süreçtir. Çünkü bu süreç mevcut siyasi, ekonomik ve bürokratik düzenin bazı taşlarını yerinden oynatabilir. Özellikle [Türk veya Kürt], menfi milliyetçilik damarını taşıyan grupların süreci yavaşlatan, direnç gösteren veya hedefinden saptıran roller oynayabileceklerini hesaba katmamız lazım.

Önce aşırı Türk milliyetçilerinin sürece verebilecekleri zararları özetleyelim:

Sahada gözlemlediğimize göre Türk Milliyetçilerinin bazıları, Kürt sorunuyla bağlantılı olan Terörsüz Türkiye sürecini, devletin Kürtlere taviz vermesi şeklinde veya bir bölünme süreci olarak algılıyor. Hükümet “taviz yok” garantisini verdiği halde özellikle “Barış, çözüm ve müzakere” kavramlarına korku ve endişeyle yaklaşıyorlar. Bu kavramların siyasi ve kültürel özerkliğe yol açmasından ciddi kaygı duyuyorlar. Mesela, yapılacak yasal düzenlemelerde anadilde eğitim, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve “Kürt halkı” ifadesinin resmileşmesi, bu aşırı milliyetçi kesimi çok endişelendiriyor. Bu kavramları, ülke bütünlüğüne bir tehdit olarak yorumluyorlar.

Terörün tamamen sona ermesi ve normalleşmenin başlaması, aynı zamanda çok kültürlülük ve eşit vatandaşlık taleplerini de gündeme getirecektir. Bu da, bazı milliyetçiler açısından Türk kimliğinin geriye itilmesi anlamına gelir. Muhtemelen yapılacak yasal düzenlemelerde, “Ne mutlu Türküm diyene” gibi sembolik ifadelerin kamusal alandan çıkarılması [ki çıkarılması gerekir] ve Atatürk milliyetçiliği yerine daha olumlu bir vatandaşlık tanımı getirilmesi gibi adımlar, aşırı milliyetçi kesimin direnciyle karşılaşabilir.

Milliyetçi çevreler, yerinden yönetim, âdem-i merkeziyetçilik, eyalet sistemi gibi kavramlara genel olarak endişeyle bakarlar. Terörün bitmesiyle birlikte bu kavramlar daha açık biçimde tartışılmaya başlanırsa, milliyetçiler ciddi reaksiyon gösterebilirler. Milliyetçi damar tarih içinde TSK, MİT ve emniyet gibi kurumlarla güçlü bağlar kurmuştur. Hatta bu kurumların içerisinde de "tehdit algısı" üzerine kurulu güçlü refleksler vardır. Terörsüz........

© Risale Haber