menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ortadoğu’da Batı’nın Siyasal Statükosunun Çöküşü

10 0
04.07.2025

Bilindiği gibi Ortadoğu coğrafyası 1. Dünya savaşından sonra, kemalistler ve ulusalcılar tarafından altın buzağı gibi kutsanan Lozan, Syces-Picot ve Balfour deklarasyonuyla şekillendirilmişti. Hilafet çatısı altında yaşayan milletler biribirlerinden fıtri olmayan bir şekilde ‘ulus devletçikler’ şeklinde taksim edilerek bunların idareleri de dikta rejimlere teslim edilmişti.

Özellikle 2. Dünya savaşından sonra Almanya’dan kaçmak zorunda kalan Yahudilerin, Filistin topraklarına İngilizlerin yardımıyla gönderilerek orada 1948’de devletleşmeleri sağlanmış ve daha sonra bölgeyi neredeyse kontrol edip bölgenin dengelerini elinde tutacak bir rol kendilerine verilmiştir.

İran’da 1979’da Humeyni’nin velayet-i fakih nazariyesiyle/fetvasıyla İngiliz ve Amerikalılarla çalışan İran şahı devrilmiş, yerine Humeyni gelerek islami bir cumhuriyet ikame etmişti. Çünkü Şia’ya göre İmam Mehdiyi muntazar çıkmayana kadar islami bir devlet kurulamazdı. Humeyni, bu itikada Velayet-i fakih nazariyesiyle bir neşter vurup Şiilerin devletleşmelerinin önünü açmıştır. Velayet-i Fakih nazariyesinin özetinde imam gelmese de fakih biri imama vekalet edebilirdi.

İran’da her ne kadar rejim islami cumhuriyet olarak tanımlanmışsa da birçok arızalarla beraber günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. İran İslam devrimi İran’ın dışındaki islami hassasiyeti olan insanlar üzerinde büyük bir etki bırakmıştır. Ancak İran’ın temel bileşenlerinden olan başta Kürtler, Belluciler, Azeriler olmak üzere diğer........

© Risale Haber