Mevlana'dan Bediüzzaman'a yansımalar *
Mahmut Sami Ramazanoğlu'nun son fotoğraflarına baktığınızda onu adeta bir iskelet yani bir et ve kemik yığını olarak görürsünüz. 30 ve üzerinde bir kiloya sahip olmalıdır. Bir yaştan sonra onların gıdaları manevi sayılır. Süzülmüşler ve adeta bir dirhem iki çekirdek kalmışlardır. Bunun nedeni elbette riyazatlarıdır. Bir nevi perhiz. Bir deri bir kemik vaziyette dünyada kazandıklarını ona iade etmişlerdir. Öbür dünyaya borçlu gitmemişlerdir. Ahir ömründe Mevlana'nın kumral sakalına kırlar düşmüştü. Önüne eğilmiş gibi yürüyordu. Adeta vücudu tekellüfsüz bir biçimde tevazu haline bürünmüştü. Mücessem bir tevazu abidesi idi. Yaptığı mütemadi riyazetlerden bünyesi çok zayıf ve bitap düşmüştü. Hatta bir gün hamamda iken zayıf vücuduna nazar kılmış, acıyarak bakmış ve "Bütün ömrümde kimseden utanmamıştım; fakat bugün bu zayıf ve çelimsiz vücudumdan utanıyorum..." demiştir (Asaf Halet Çelebi, Mevlana ve Mevlevilik, S. 48).
Bediüzzaman da........
© Risale Haber
