Talat Paşa ve Bediüzzaman Said Nursi
Prof. Dr. Adem Ölmez
Meclis’te Talat Paşa hakkında yapılan tartışmalardan sonra, İttihad ve Terakki Cemiyeti’ne, liderlerine ve Bediüzzaman Said Nursi ile ilişkilerine yeniden bakmak ihtiyacı ortaya çıktı.
Bilindiği gibi 19. yüzyılın son çeyreğinde, İttihad ve Terakki Cemiyeti entelektüel bir muhalefet hareketi olarak doğmuştu. Ancak bu durum, Cemiyet’in asker içindeki yapılanmasına bağlı olarak, siyasi ve askeri kimlik kazanmaya başladı. 1905’e kadar farklı zamanlarda etkili olan Ahmed Rıza, Mizancı Murad, Prens Sabahaddin ve Abdullah Cevdet gibi entelektüeller, Cemiyet içindeki etkin rollerini askerlere bıraktılar.
1907’de II. Jön Türk Kongresi’nde padişahı tahttan indirmek için kuvvet kullanımına izin verilmesi bu süreci daha da pekiştirdi. 24 Temmuz 1908’de, Niyazi, Enver, Eyüp Sabri gibi fedailer dağa çıkıp ilk eylemleri gerçekleştirerek, Meşrutiyet’in ikinci kez ilan edilmesinde ön plana çıktılar. Onların dağa çıkarak Sultan II. Abdülhamid’den Kanun-ı Esasi’yi ilan etmesini istemeleri karşılık buldu. Adlarına kartpostallar hazırlandı “Hürriyet Kahramanı” olarak takdim edildiler.
İhtilalin bu ilk dönemlerindeki kahramanlardan Niyazi ve Eyüp Sabri gibi öncüler zamanla yerlerini Cemiyet içinde etkili olan üç lidere bıraktılar. Bunlar Binbaşı Enver Bey (1881-1922) Talat (1874-1921) ve Binbaşı Cemal Bey’di (1872-1922). Bu üç Cemiyet mensubu 1913 Babıali Baskını’ndan sonra yönetimde güçlerini artırarak, Osmanlı Devleti’nde 1918’e kadar yaklaşık 5 yıl sürecek etkili olan otoriter bir yönetim kurdular.
Bu liderlerden en önemlisi hiç kuşkusuz Enver’di. Bediüzzaman, 1907’de İstanbul’a gelerek Jön Türk ileri gelenleri ile tanışmıştı. İlk tanışmalarının Bediüzzaman’ın da hürriyet taraftarı olmasından dolayı gerçekleştiği söylenebilir. Hatta II. Meşrutiyet’in ilanından sonra, meydanlarda hep beraber Meşrutiyet’in güzelliklerini anlatan hitabelerde bulunmuşlardı. Bu konuşmalardan birisi de Selanik Hürriyet Meydanı’nda yapılmıştı. Bediüzzaman, Enver’in samimi inancını, hürriyet taraftarlığını, vatanseverliğini ve kahramanlığını takdir etmişti. Enver de Bediüzzaman’a karşı hürmet ve samimiyetini hiç kaybetmemişti.
1922’de Enver Paşa’nın şehid edilmesine kadar devam eden dostlukları, şu örneklerde somutlaştırılabilir: 1908’de II. Meşrutiyet’in ilanı sırasında beraber hareket etmeleri, 1914’te Bediüzzaman’ın Birinci Dünya Savaşı’na milis albayı olarak katılması, 1918’de Rus esareti dönüşünde Harbiye Nezareti’nde Enver Paşa tarafından “kahraman” olarak tanıtılması, Enver Paşa’nın Bediüzzaman’ın telif ettiği İşarat’ül-ı’caz eserinin kâğıdını temin etmesi, İttihadçıların........
© Risale Haber
