Ümit ışığımız
“Gaflet uykusunda uyuyanlar için sabah yoktur.”
Rıfat Necdet Evrimer
Meclisten vaaz kürsüsüne, dergâhtan Necid çöllerine kadar koşan, çırpınan bir adam Mehmed Âkif. O, çok yönlü birisi. Onun en belirgin özelliği, samimiyetidir. Söylediklerini, yazdıklarını harfi harfine yaşayan biriydi o.
Dünden bugüne, herkes hakkında güzel şeyler söylemiştir. En karanlık günlerde onun ümit nameleri kulaklarda yankılanmış, yiğitliği dillerde dolaşmıştır. Âkif, yandığı için yakabilmiştir.
O, en çok sevdiği Peygamberinin yaşında, ömrünün 63. yılında Hakk’a yürümüştür.
Âkif, bu yurdun bağrı yanık bülbülüdür. Vatana indirilen darbeleri, önce yüreğinde hissetmiştir. Bursa’nın düşüşü ile yanmış, bülbül gibi feryat etmiştir:
“Neden öyleyse mâtemlerle eyyâmın perişandır?
Niçin bir damlacık göğsünde bir umman huruşandır?
Hayır... mâtem senin hakkın değil... mâtem benim hakkım...”
Mehmed Âkif, hiç umudunu yitirmemiş ve şöyle haykırmıştır:
“Doğacaktır, sana va’dettiği günler Hakk’ın!
Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın!..”
Milletimiz en karanlık........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein