Mağara taşlamaları
Bir şahsı, bir zümreyi değerlendiren gerçekte kendini anlatır, kendini yansıtır, ruh halini, düşünce yapısını deşifre eder. Vesveseci, şüphe içinde, karamsar, zihni bozuk, kalbi kararmış biri; gerçeği görür, hakikati keşfeder, o gerçeklik üzerinden değerlendirme yapabilir mi, yapsa da o kadar yapar!
Böylesi insanları dinlemek, cevap yetiştirmek gerekir mi; yoksa zaman kaybı, enerji kaybı mı? Hani Mevlana’ya atfedilen bir söz var “Söze bakarım söz mü, adama bakarım adam mı” diye, sussan bir türlü, konuşsan bir türlü!
İlmi edep, hakikat vakarı neyi gerektirir?
Yoksa sosyal medya üzerinden adamı karalamak, şahsına hakaret, bir sürü lakırdı söylemek doğru mu, bu bir nevi düşmek değil mi? O herifin düştüğü yere düşmek, “Hakkın hatırını”........
© Risale Haber
