İnanç sorgulanabilir mi?
“Pek güçlükle inanabilirler.” (Sözler 338.sh - Risale-i Nur)
Bu mevzu, bir çok kavramın anlaşılması ile tanımlanabilir.
İnanç sorgulanabilir mi?
Her birey bu sualin muhatabı olduğu için cevabını bizzat kendi üzerine tahkik etmelidir.
Evet, şahsın kendini analiz etmesi ile inancını sorgulaması aynı vaziyettir.
Herhalde çoğunluk analizin nasıl bir farkındalık oluşturduğunu bilmemekten, bu hakikat ışığının gölgesi hükmünde olan eleştiri ile şahsının dışındakilere taarruzlar oluşturur.
“İyilik yapayım derken fenalık yapar”, hükmü meydan alır.
Tahkik ehli olmak yani farkındalık kazanmak için manevi bir elektrik hükmünde olan Risalet-ün Nurdan bir kaç mevzuya bakacaz.
Güneş, kamer ve yıldızlar...
Risale-i Nur’da geniş bir yer verilmiştir bu asarlara.
Biliriz ki; Üstadımız Said Nursi hazretleri (R.A) evvela kendi nefsini muhatab alarak, bizim de bu yolu takip etmemizi eserinde şart koyar.
Bilirsiniz ki eser; eser sahibinin gösterdiği izlerle yol alır.
Bu cihetle güneş, kamer ve yıldızların; enfüs dairemizin yapılandırılması için belki de tedavisi için meseller olduğunu düşünerek okumak lazım gelir.
Kamerden bahsetmek istiyorum evvela.
Risale-i Nur’un Mektubat eserinin Birinci Mektubunda dört suâl vardır.
Bu dört suâl hayat ile başlar.
Mevt ve cehennem ve aşk-ı hakiki olarak devam eder.
Biz kamerden bahsedeceğimiz üzere üçüncü sual olan Cehennemin yerinin tayininde Kamerin nursuz bir küre olup yalnız gündüz güneşinin ışıklarının gölgeleri olan ifadeleri ile Kameri bir gece nuru olarak tanımlandırır.
Nazar-ı dikkat ile bakıldığında birinci tabaka-i........
© Risale Haber
visit website