Bu hükümet aileyi kurtarabilir mi?
Geçenlerde, AK Partili bir kadın milletvekilinin eğitimli(!) köpeklerle kanser hastalarını ziyaret ettiği kareler düştü önüme. Hastanelere normalde de köpek sokmaya karşıyım ya, bir de bağışıklıkları (ağır tedavi süreçleri nedeniyle) zaten zayıf düşmüş kanser hastalarının yanına-yatağına kadar köpek sokmak, el-amân, hepten midemi kaldırdı. "Allahım sonumuzu hayreyle!" diye dua ettim. Evet. Çünkü bu geminin ne yöne gittiğini artık ben de tayin-tahmin edemiyorum. Kendilerinden ikbalimizi ümid ettiklerimizin etvarı pek de ümid verici görünmüyor. 20 yıl evvelinde gencecik siyasete bakışımla bugünkü hissim arasında dağlar kadar fark var. Artık Bediüzzaman Hazretlerine daha yakınım. Yine AK Parti'ye oy versem de ancak 'daha az kötü' görerek veririm. Büyük beklentilere girmem. Gazze soykırımını öylece izledikten sonra zaten ağzımızın tadı kalmadı. Kendimize inancımız da öyle...
TV111'in youtube kanalında rastladığım bir kısa video var. Çantacı Necmi abi merhuma ait. Viyana'da misafirken yaşadığı bir hâdiseyi anlatıyor. Orada derlermiş ki: "Mevcut durum devam ederse, Avrupa'da, müslümanların nüfûsu gayrimüslimlerin nüfûsunu geçecek." Kendisi de taaccüb edermiş. Fakat birgün sokakta görmüş ki: Avusturyalı bir çift iki köpekle geziyorlar. Sonra müslüman bir çift görmüş. (Kadın tesettürlü. Erkek sakallı. Müslüman oldukları belli yani.) Tam dört tane çocukla geziyorlarmış. O zaman bu tesbite kendisi de tam hakvermiş. Videonun sonunda diyor ki merhum: "Onlar köpek üretiyor, bizse çocuk, elbette onları geçeceğiz..."
Benzerini Constantin Von Barloewen'ın 'Bilgiler Kitabı' isimli eserinde de okumuştum. Kitabın altbaşlığı şöyle: 'Çağımızın Önemli Düşünce İnsanlarıyla Söyleşiler.' Sohbet edilenlerden birisi de, Vatikan'ın eski kültür bakanlarından, 'Kardinal Paul Paupard'dı. İşte, orada, Paupard da, Çantacı Necmi abinin okumasına benzer şeyler söylüyordu Avrupa hakkında: "Parisli dostlarım, ben Bangkok'tan, Bangalor'dan, Marakeş'ten ya da Salvador de Bahia'dan döndüğümde 'beni etkileyenin ne olduğunu' sorduklarında, orada olağanüstü gözlerle bakan birçok güzel çocuğa rastladığımı söylüyorum. Medicis sokağında, Luxembourg parkındaysa, köpeklerini gezdiren hanımlar görüyorum. O zaman dünyanın geleceğinin, gezdirilen köpeklerden ziyade, gördüğüm bu çocuklarda olduğunu düşünüyorum. (...) Ve erkekle kadının evlilik ilişkileri kısırlaştığında bir uygarlık kısırlaşıp tükeniyor."
Tam bu makamda, Kenya'nın ilk devlet başkanı Jomo Kenyatta'nın, Batı'nın yüzüne haykırdığı hakikati hatırlamadan edemiyor insan. Hani mahkemede sonsöz olarak demiş: "Avrupalılar geldiklerinde, onların elinde İncil, bizim........© Risale Haber
