Sathi Okuma!
Kur’ani hakikatlere zarf olmuş nurlu eserleri okumada lafızdan manaya, manadan maksada ve kudsiyete intikal lazımdır. Okuma silsilesi bu şekilde tekmil edilemezse, elfazın nazmından alınan lezzet ve feyiz zaman içinde azalmakta, okuma fiilini devam ettirmek, marifet-i ilahiyede derinleşmek müşkilatlıdır.
Evet okuma fiilinde manaya ve makasıd-ı kudsiyeye teveccüh nakıs olunca, nazar-ı sathi mana mertebelerine intikali zayıflatmakta, dolayısıyla elfazın önemi artmakta, feyiz ve lezzet lafızdan alınmaya çalışılmaktadır. Bu ise, telezzüz ve tefeyyüz için terennümlü (âşıkane) okuma tarzlarını doğurmaktadır.
Âşıkane okumalar hakikat eserlerini tefekkürün konusu olmaktan çıkarmakta, zikrin ve şükrün konuğu yapmakta, marifetullaha medar iklim adeta sonlanmakta, hakikat mesleği yerini sofi meşrep bir tarza bırakmaktadır.
Lisanda takdiri doğuran, ancak akılda tefekküre konu olmayan âşıkane sathi okumalar maani-i külliyenin, makasıd-ı kudsiyenin perdelenmesine sebep olmaktadır. “Şu belagate bak, üstadımızdan razı olsun Hak” gibi takdir ve teşekkür nidaları tefekkürün yerini alınca, tahkik ihtiyacı kalkmakta, taklitçilik başlamaktadır.
İlmiyatın ve tefekküratın konusu olması umulan hakikat eserleri, evrad ve ezkar makamında tilavetiyle teberrük olunan yahut hissiyatı coşturan, okunmasında sevap umulan bir makamda elde tutulmaktadır.
Mananın fahirli bir libası olması itibarıyla lafzın elbette bir ehemmiyeti bulunmaktadır. Ancak elfaz açılmadıkça mana,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden