Zamanın Unuttuğu, Vatanın Unutmadığı
Bazı hayatlar vardır; ne anıtlarla hatırlanır ne de kitaplara konu olur. Onlar, görevlerini sessizce yapar, milletin en zor günlerinde gövdesini siper eder, ardından sessizce çekilip gider. Erzurumlu Yarbay Osman Besim Akar da işte böyle bir hayat yaşadı.
1872’de, Osmanlı’nın sancılı yıllarında, Palandöken eteklerinde doğdu. Erzurum, o yıllarda hem doğunun kalesi hem de imparatorluğun çalkantılı gündeminin içinden geçmekteydi. Rus tehdidi, göçler, yoksulluk ve çöküş sinyalleri her yanını sarmıştı. Ama yine de her sokakta bir umut, her evde bir dua vardı: "Bu topraklar sahipsiz kalmaz!"
Osman Besim, işte bu atmosferde Bekir Bey’in oğlu olarak dünyaya geldi. Daha çocuk yaşta, karlı dağların ardındaki tehditleri sezmiş gibiydi. 1891’de Harp Okulu’na girdi. O dönemde Avrupa sanayi devrimini yaşarken, Osmanlı ayakta kalma mücadelesi veriyordu. Balkanlar karışık, Yemen kanlı, payitaht yorgundu.
1894’te teğmen olarak mezun........
© Pusula Gazetesi
