Toplumsal Felaketlerde Empatiyi ve Değerlerimizi Hatırlamak
Bolu Kartalkaya'da bir otelde meydana gelen yangın, onlarca insanımızın hayatını kaybetmesine ve ülkemizin derin bir yasa boğulmasına yol açtı. Yangın esnasında pencerelerden yardım çığlıkları atanlar, çarşaflarla aşağı inmeye çalışanlar, hatta kendini boşluğa bırakanlar ekranlara yansıdı. Bu görüntüler karşısında vicdanlarımız sızladı, empati kurmaya çalıştık, toplumsal duyarlılığımızı sorguladık. Ancak hemen ardından ekranlara yansıyan başka bir görüntü, insanlığı bir kez daha düşündürdü: Yangın ve kayıplar devam ederken, bir grup insan kayak yapmaya devam ediyordu.
Eskiden, bir ölüm veya felaket yaşandığında toplum olarak büyük bir duyarlılık sergilenirdi. Evde televizyon varsa açılmaz, radyo varsa sesi yükseltilmezdi. Ölenin acısı paylaşılır, yasına saygı gösterilirdi. Konu komşudan izin alınmadan düğün, nişan veya sünnet gibi eğlenceler yapılmaz, yapılsa bile davul ve zurna çalınmazdı. Hatta yüksek sesle gülmek bile edep dışı sayılırdı. Bu hassasiyetler, toplumsal değerlerimizin ne kadar güçlü olduğunu ve acının sadece yaşayanın değil, tüm toplumun ortak acısı olarak kabul edildiğini gösterirdi.
........© Pusula Gazetesi
visit website