Kitlelerin Ruhunu Kim Anladı?
Bazen düşünüyorum…
Bir anne babanın evladına, bir öğretmenin öğrencisine, bir imamın cemaatine bile nüfuz edemediği bir çağda, bazı insanlar nasıl oluyor da milyonları peşinden sürükleyebiliyor?
Hitler, Mussolini, Lenin, Stalin ya da bugünün siyaset sahnesindeki güçlü figürler…
Hepsi, bir şekilde kitlelerin ruhuna dokunmayı başarmış insanlar.
Ama nasıl?
İnsan kalabalığa karıştığında, artık yalnız bir birey değildir.
Kalabalık, insana hem cesaret hem de bir tür teslimiyet verir.
Düşünmekten çok hissetmeye başlar.
Gustave Le Bon’un dediği gibi, “birey akılla, kitle duygu ile hareket eder.”
Hitler ve Mussolini gibi isimler, bu gerçeği çok iyi anlamıştı.
İnsanlara akılla değil, duyguyla seslendiler; korkularına, umutlarına, öfkelerine dokundular.
Bir fikirden çok bir his verdiler onlara.
Bu liderlerin en büyük ortak yanı, karizmatik bir “kurtarıcı” figürü yaratmalarıydı.
Max Weber’in tanımıyla karizma, insanda olağanüstü bir gücün yansımasıdır.
Hitler Almanya’yı yeniden diriltmeye geldiğine inandırdı halkını.
Lenin “eşitlik” sözüyle yola çıktı.
Hepsi bir düşman........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d