Mülküz malikimiz Allah'tır
تَبَارَكَ الَّذ۪ي بِيَدِهِ الْمُلْكُۘ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌۙ
“Mutlak hükümranlık elinde olan Allah, yüceler yücesidir ve O'nun her şeye gücü yeter.” (Mülk - 1)
Surenin ikinci ayeti ise şöyledtir: “O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır.”
Bu iki ayet, Müslümanlarnın dünya tasavvurunu tek cümlede kurar: mülkün sahibi Allah’tır; hayat ve ölüm de O’nun koyduğu bir imtihan düzenidir.
“Mülk” sadece sahiplik değil, mutlak tasarruf demektir. İnsanların egemenliği ödünç ve sınırlıdır; Allah’ın hükümranlığı ise başlangıcı ve sonu olmayan bir hâkimiyettir. Bu vurgu şirk anlayışını kökten reddeder: evrende “ortak” otorite yoktur. Kur’an başka bir yerde, “Allah’tan başka ilahlar olsaydı, düzen bozulurdu” der (Enbiyâ 21/22). Yani kozmik uyum, tek bir kaynağa bağlı oluşuyla anlam kazanır. “Her şeye gücü yeter” ifadesi de yalnızca korku üretmez; güven duygusu verir: kudret, keyfî değil, hikmetle işler.
Dikkat çeken sıra: önce ölüm, sonra hayat. Bu, ölümün yokluk........
© Pusula Gazetesi
