Evrende 'insan hariç' başıboşluk yok!
وَاَسِرُّوا قَوْلَكُمْ اَوِ اجْهَرُوا بِه۪ۜ اِنَّهُ عَل۪يمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
“Sözünüzü ister gizleyin ister açığa vurun; bilin ki O, kalplerin içindekini bilmektedir.” (Mülk - 13)
Surenin başında, “Sözünüzü ister gizleyin ister açığa vurun; bilin ki O, kalplerin içindekini bilmektedir” denilerek Allah’ın insanın iç ve dış dünyasını bildiği hatırlatılır. Hemen ardından gelen ayette, “Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir” ifadesiyle Yaratıcı’nın hem yarattığı varlıkları hem de onların niyetlerini bildiği vurgulanır. Bu ayetler, insanın kendisini ‘gizleyemeyeceğini’ gösterir; tüm sırları bilen bir Rab karşısında insanın tek çıkış yolu, O’nu tanımak ve bilerek yaşamaktır. İnsan merkezli bakış, bu bilgiden beslenir: en mahrem niyetlerimiz bile yaratıcımızın bilgisindeyken, O’nu tanımaya çalışmak ve O’na yönelmekten başka seçenek yoktur.
“Yeryüzünü size boyun eğdiren O’dur. Şu hâlde yerin omuzlarında dolaşın ve Allah’ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O’nadır” ayeti, dünyanın insan hayatına uygun biçimde tasarlandığını ilan eder. Toprak, bitkiler, hayvanlar, hava ve su; hepsi insanın yaşaması ve varlığını sürdürmesi için hazırlanmıştır. İnsan bu nimetleri kullanırken kendisini merkeze alır; ancak asıl merkez, bunları bağışlayan Rabb’dir. İnsan, toprağı işler, rızkını arar; fakat bilmelidir ki, bu lütufları veren ve nihai dönüşüne hükmeden yalnızca Allah’tır.
Gökte olanlar ve ilâhî kudret
16‑17. ayetlerde “Gökte olanın, sizi yere batırıvermeyeceğinden emin misiniz?” ve “Gökte olanın........
© Pusula Gazetesi
