Bitmeyen tartışma "Şeyh Sait İsyanı"
Öncelikle ifade etmeliyim ki, üzerinden 100 yıl geçmesine karşın doğru dürüst anlatılamamış ve anlaşılmamış bir meseledir “Şeyh Sait” hadisesi. İsyanın başlaması üzerine dahi ortak payda sağlanamamıştır. Halk dilinde, suçlu peşindeki jandarmanın o sırada düğünde kızları ve kadınları taciz etmesi üzerine olayların başladığı iddiası yaygındır.
Hadisenin özü ise; Şeyh Sait Piran'da kardeşi Abdülrahim'in evinde konuk bulunduğu 13 Şubat 1925 günü yanındaki adamlardan ikisinin firari mahkum olduğu ve hükümet tarafından takip edilmekte bulunduğunun anlaşılması üzerine, bunların teslimini isteyen hükümet jandarmaları reddedilmiş ve hükümetin emrine karşı mukavemet ve silahla mukabelede bulunulmuştu. Bu direnmede iki jandarma yaralanmış, diğer erler ve subay esir edilmişti.
Musul Meselesi!
İsyanın Nasturi ayaklanmasının ardından ve bu isyanı bastırmak için görevli askeri birliklerden bazı subayların çok sayıda Er’i de kandırarak firar etmeleri, erlerin daha sonra birliklerine geri dönmeleri, aldatıldıklarını beyanları ile Ankara hükümetinin konu üzerine daha dikkatli eğilmesine neden olmuştur.
Lozan Barış Antlaşması’nda çözülemeyen ve sonraya bırakılan Musul meselesinin bu olaylardan bağımsız olduğunu söylemek çok zor. Ankara hükümeti, Musul’un Misak-ı Milli sınırları içerisinde........
© Pusula Gazetesi
