Barışı Savunmayayım da Ne Yapayım!
- VAHAP COŞKUN
- 26 Haziran 2025
En değerli varlığını kaybetmiş bir anne bile barış dediğinde, bunun anlamı büyük olur. Kimse buna kulaklarını kapatamaz. Ocağına ateş düşen bir anne başka ocakların sönmemesi için beyaz tülbendini ortaya koyduğunda, kimse başını çevirip görmemezlikten gelemez. En ağır bedeli ödeyen bir anne barış çubuğunu tüttürdüğünde, herhangi bir bedel ödemeyenlerin uzaktan çaldıkları savaş tamtamlarının bir kıymeti kalmaz.
“Başta sağlık problemlerimden ötürü aranızda olamadığım için özürlerimi iletiyorum. Barış için bir anne olarak, bu anlamlı konferansı düzenleyen, emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyorum. Burada bulunan herkesi, acısını yüreğinde taşıyan tüm şehit ailelerini sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hayatını kaybeden tüm evlatlarımızı rahmetle, özlemle anıyorum.
Ben bir Kürt annesiyim. Oğlumu daha 12 yaşındayken, babasıyla birlikte 13 kurşunla kaybettim. İkisinin mezarına sarılarak büyüttüm acımı. Bir annenin yaşayabileceği en ağır yükü taşıyorum yıllardır.
Ama bu acının başka anaların yüreğine düşmemesi için buradayım. Barış için, birlikte yaşamanın yollarını aramak için buradayım. Artık ne Kürdistan’da ne de Türkiye’nin başka bir yerinde çocuklar öldürülmesin istiyoruz. Ne bir annenin daha yüreği yansın ne bir çocuk mezarda büyüsün. Evlatlarımızı kaybettik, ama umutlarımızı kaybetmek istemiyoruz. Bizler artık gözyaşı değil, adalet, eşitlik ve barış istiyoruz. Çünkü barış, hepimize iyi gelecek.”
Bu sözler, Uğur Kaymaz’ın annesi Makbule Kaymaz’a ait.
Uğur Kaymaz, 21 Kasım 2004’te, Mardin-Kızıltepe’de evinin önünde, babası Ahmet Kaymaz ile birlikte, polislerin açtığı yaylım ateşiyle katledildi. Hayatını kaybettiğinde yaşı 12, vücudundan çıkartılan kurşun sayısı ise 13’tü. Mardin Valiliği yaptığı ilk açıklamada, çıkan çatışmada iki teröristin öldürüldüğünü belirtmişti.
Ancak 12 yaşında, 13 kurşunla katledilen bir çocuğun “terörist” olarak damgalanması toplumdan büyük bir tepki gördü. Mızrak çuvala sığmıyordu. Olay, yargıya intikal etti ve dört polise dava açıldı. Ancak bu tür davalarda belirleyici olan “cezasızlık” politikası devreye girdi ve dört polis için de beraat kararı verildi. İç hukukta bu kara kesinleşince, Kaymaz Ailesi........
© Perspektif
