Beyin Çürümesinden Kalabalık Yalnızlığa: Kayan Ekran Sendromu
Beyin çürümesi ve yalnızlığın birlikteliği, zihinsel ve duygusal yıpranma ile sadece bireylerin değil aynı zamanda tüm toplumun geleceğini tehdit eden bir sorundur. Anlam içeren sosyal bağlantıları, dijitalleşmeyi merkeze almadan yeniden inşa ederek ve bireysel farkındalığı artırarak mevcut krizin aşılabilmesi mümkün olup bu durum sadece insanların mutluluğuna değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın güçlenmesine de katkı sağlayacaktır.
- ŞERVAN GÖKHAN
- 6 Mart 2025
Dünyanın önemli ve kapsamlı sözlüklerinden biri olan Oxford, her sene sonunda dilin ve toplumun nabzını tutan, merakla beklenen yılın kelimesini Brain Rot/Beyin Çürümesi olarak seçti. Ülkemizde ise Türk Dil Kurumu’nun bu yıl tercih ettiği ve dikkat çektiği kavram Kalabalık Yalnızlık oldu. Dünya genelinde sözlük ve kurumların seçtiği kavram ve kelimeler o sene içinde insanların ve toplumun dikkatini çeken sosyal, politik ya da kültürel olaylar ile genel atmosferi gösteren ciddi bir belirteç olarak kabul edilmektedir.
Genel olarak tüm sene boyunca geleneksel ve sosyal medyada ön plana çıkan, birey ve toplumun yaşamını doğrudan etkileyen, insanların duygu, endişe ve umutlarını yansıtan yılın kelimesi, geniş bir ekibin analizleri sonucunda belirlenmektedir. Birçok kurumun yaptığı seçimler yalnızca bir kelimenin öne çıkması değil aynı zamanda dünya genelinde yapılan tartışmaların, yaşanan değişimlerin, geçmiş yılın hikâyesinin, sorunlara çözüm arayışlarının ve sözcüklerin toplumsal yansıması ile dil üzerindeki etkisini de gözler önüne sermektedir. Seçilen her iki kavrama yüzeysel olarak bakıldığında her ne kadar birbirinden çok farklı görünse de aslında derinlemesine düşünüldüğünde birbirleriyle ciddi anlamda bağlantılı oldukları görülmektedir.
Dünya tarihi boyunca yaşanan tüm radikal değişimler, insanlar ve toplumlar arası ilişkiyi derinden etkilemiştir. Sanayi Devrimi’nden bu yana insanlık tarihinin gördüğü en büyük dönüşümlerden birine yol açacak olan dijital devrim, tüm dünyayı hemen her alanda kökten değiştirecek potansiyeli içinde barındırıyor. İnternet ve sosyal medya platformları insanlara yeni bir bakış açısı sunmanın yanında dil ve düşünce yapılarının değişimi ile birlikte bireylerin yaşamı ifade etme şekillerini de dönüştürüyor.
Kelimelerin dönüşüm hızına yetişmenin neredeyse imkânsız olduğu günümüzde, bu değişimin konuşulan dile etkisi ve düşünce dünyasına yansıması büyük çoğunlukla olumsuz bir karakterde seyrediyor. Binlerce yıl boyunca kendini romanlarda, şiirlerde, konuşmalarda gösteren sözlü ve yazılı dilsel zenginlik, özellikle sosyal medya etkisiyle estetikten uzak, argo ve küfrün baskın olduğu dile yenik düşüyor. Yeni bir dil ve düşünce yapısıyla karşı karşıya olduğumuz gerçeği aynı zamanda geçen yılın seçilen kelimelerinde vücut buluyor.
Beyin çürümesi ve kalabalık yalnızlık arasındaki ilişki, bireylerin modern toplumlardaki deneyimlerini anlamak için hayati öneme sahiptir. Yazımızın konusunu oluşturan her iki kelimenin önemi, dijitalleşen dünyanın kent modernitesi ile beraber insan zihni, yaşamı ve toplum içinde yalnızlaşan konumu üzerinde artan olumsuz etkileri ile yakından ilişkili olmasıdır.
Beyin Çürümesi
Dilimize beyin çürümesi olarak çevrilen brain rot, olumsuz bir çağrışım yapan ve sosyal medya ile dijital çağın ruhunu yansıtan bir kavram olarak derin anlamlar taşıyor. Bu kelimenin seçimi, sözcüklerin sadece iletişim aracı olmadığını, aynı zamanda toplumsal değişim ve kolektif psikolojinin bir yansıması olduğunu bir kez daha gösteriyor. Beyin çürümesiyle kastedilen, fiziksel bir durumdan ziyade zihinsel yorgunluk, dijital bağımlılık, sürekli çevrimiçi olma ve bildirimlerle parçalanan dikkat, sınırsız içeriğe ve hiç bitmeyen yüzeysel bilgi akışına maruz kalmanın zihin üzerindeki uyuşma, haz temelli dijital bağımlılık, bilişsel gerileme ve verimsizlik başta olmak üzere ortaya çıkan bütün olumsuz etkilerdir.
Karmaşık düşünmeden problem çözmeye, yeni bilgilerin işlenmesinden sağlıklı beslenme ve hareketliliğe kadar birçok faktör beyin sağlığını etkilemektedir. Ancak günümüzde tekdüze bir yaşam tarzı, hareketsizlik, zihinsel faaliyet azlığı, yoğun çalışma temposu ve kronik stres, aşırı ekran kullanımı, sosyal medyanın yaşamın tam merkezinde olması gibi durumlar beynin yaratıcılığı, odaklanma ve motivasyon, sorun çözme ve zihinsel üretim kapasitesini azaltabilir.
Kalabalık Yalnızlık
Yazımızın bir diğer konusu olan kalabalık yalnızlık ise modern çağın, insanların sırtına ağır yük olarak bindirdiği durumu tarifliyor. Kentlerin meydanlarında, sokaklarında, yaşadıkları mekânlarda, kısacası genel olarak kalabalıkların içinde paradoksal bir biçimde bireylerin kendilerini yalnız hissetmeleri, derin bir anlamsızlık ile beraber diğer insanlarla sağlıklı bir şekilde bağlantı kuramamaları, beden ve zihin sağlığı üzerinde yıkıcı etkileri olan bir durumdur. Şehirleşme, birey odaklı kültür, dijitalleşme ve sosyal medya birlikteliğinin sonucu olarak ortaya çıkan insanlar arası ilişkilerdeki sığlık, bir süre sonra bireylerin kendi iç dünyalarına yönelmelerine yol açmakta ve yoğun bir yalnızlık ile içinde yaşadıkları topluma yabancılaşmayı getirmektedir. Sosyalleşme imkânlarının neredeyse sınırsız göründüğü günümüzde, modern yaşamın başarı odaklı yapısı ve hızlı temposu altında, bu olanaklar insanları yalnızlaştırıp içsel bir izolasyona sürüklemektedir.
Bu kelimelerin seçimi, teknoloji çağında insanların karşılaştığı zorluklara dair bir mesaj vermekle beraber çağımızın neden olduğu zihinsel sağlık üzerindeki olumsuzlukları da sorgulama çabası olarak görülebilir. Beyin çürümesi ve yalnızlığın birlikteliği, zihinsel ve duygusal yıpranma ile sadece bireylerin değil aynı zamanda tüm toplumun geleceğini tehdit eden bir sorundur. Anlam içeren sosyal bağlantıları, dijitalleşmeyi merkeze almadan yeniden inşa ederek ve bireysel farkındalığı artırarak mevcut krizin aşılabilmesi mümkün olup bu durum sadece insanların mutluluğuna değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın güçlenmesine de katkı sağlayacaktır.
Yalnızlık Pandemisi
Bireyin ana gereksinimlerinden olan bir gruba aidiyet ve anlamlı ilişkiler kurma çabasının yokluğu, günümüzde dijital iletişim araçlarından kaynaklanan en önemli sorunlardan biridir. Tarih boyunca insanlar, beynin sosyal bağlantılar kurma özelliğini kullanıp topluluklar kurarak hayatta kalmayı başarmış ve birlikte çalışmanın avantajlarından yararlanmışlardır. İçinde bulunduğumuz modernite çağında, bireyi........
© Perspektif
