menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İran’ın Vekil Güçleri, İsrail ve ABD Saldırıları Karşısında Neden Sessiz Kaldı?

11 12
25.06.2025

İran, ABD’nin savaşa girmesiyle savaşın kontrol edilemez bir hale gelmesine karşı vekil güçlerini yedekte tutuyor. Yerel siyasi endişelerin yanı sıra iki yıllık bölgesel çatışmadaki zorlu kayıplar da Haşdi Şaabi’yi sessiz kalmaya yöneltmiş görünüyor. Haşdi Şaabi açısından tetikleyici faktör, İran’a saldırıların tırmanması ve Ali Hamaney’e olası suikast.

İsrail’in İran’a yönelik olarak başlattığı, nükleer tesislere saldırılarla ABD’nin de dahil olduğu bölgesel savaş tehdidi, Tahran’ın vekil güçleri açısından zor bir sınav. Her ne kadar ABD Başkanı Donald Trump taraflar arasında ateşkes sağlandığını duyursa da sürecin evrileceği rota belirsiz. Ekim 2023’ten sonra Hizbullah’ın kapasitesinin önemli oranda çökertilmesi, Baas rejiminin yıkılmasıyla İran ve milislerinin Suriye’de etkisizleşmesi, Yemen’deki Husilerin coğrafi ve ideolojik sınırlılıkları, vekil güçlerin İsrail’in İran’a saldırılarını izlemekle yetinmesine neden oldu.

İran füzeleri ve insansız hava araçlarıyla İsrail ve ABD savaş uçaklarının Irak hava sahasını kullandığı savaş, İran’ın “Direniş Ekseni”nin parçası Iraklı Şii milis grupların evinde. Ketaib Hizbullah, Harekât en-Nuceba, Ketaib Seyyid Şüheda ve Asaib Ehl’il Hak gibi şahin milis grupları, İran’a yönelik saldırılara karşı kararlılık gösterecekleri ve Amerikan üslerini hedef alacakları yönünde tehditler yağdırsa da İsrail’in İran’a saldırılara başladığı 13 Haziran’dan bu yana ABD’nin Anbar’da kullandığı Ayn el-Esad ve Erbil’deki Harir üslerinin yakınına düşen drone’lar dışında henüz ciddi bir saldırı olmadı. Bağdat sokaklarında destekçileriyle İran’a saldırılara karşı protestolarla gövde gösterisi yapmakla yetinen milis gruplarının ortak operasyon merkezi kurarak Irak ve Körfez’deki Amerikan üslerine misilleme yapmak için acil eylem planları hazırladıkları iddia edildi. Ancak Iraklı milislerin, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına karşı ABD birliklerine çok sayıda saldırı düzenlemeleri ve İsrail’e yönelik çoğunlukla başarısız saldırıları hatırlandığında, Tahran’a karşı savaşta da çekinceyle hareket ettikleri anlaşılıyor.

ABD ile İran’ın çatışma perdesinde başarılı ‘diplomatik denge’ performansı sergileyen Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, savaşın Irak sahasına yayılmasını önlemek için diplomatik kanallara odaklansa da Tahran yanlısı Şii milislerin siyasi ve askerî alanda artan gücünün hoyratlığı ve kör ideolojik özgüveni, ülkeyi bölgesel felakete sürüklenmenin eşiğinde tutuyor.

ABD’nin Şakası Yok

ABD, İsrail’in Ekim 2023’te Gazze’ye yönelik saldırılarıyla başlayan jeopolitik değişimde Tel Aviv’e yönelik bütün tehdit algılarını etkisizleştirmekte kararlı görünüyor. İran’ın başını çektiği ve Hamas, Hizbullah, Suriye’de Esad rejimi, Husiler ve Irak’ta İran destekli milislerin kollarını oluşturduğu “Ahtapot Doktrini”, İsrail’in teker teker hedef aldığı savaş cepheleri. Sert askerî yöntemlerle İran’ın vekâlet ağının tasfiyesine odaklanan strateji çerçevesinde aşamalı olarak Hamas ve Hizbullah’ın zayıflatıldığı ve Suriye’de rejim değişikliğiyle Tahran destekli güçlerin çekilmek zorunda kaldığı gidişat bölgedeki güç dengelerini etkilediği gibi vekâlet savaşlarının da etkisini sınırlandırdı.

Irak uzun yıllardır bölgedeki vekâlet savaşlarının mümbit alanı. 2003’teki Irak işgalinin ardından yükselen ve çoğunluğu Haşdi Şaabi bünyesinde yer alan İran destekli milis güçler ABD’nin radarında. IŞİD’e karşı 2014’te kurulan ve 2016’da parlamento kararıyla güvenlik mekanizması bünyesinde yasal zemin kazanan Haşdi Şaabi şu anda İran yanlısı milis grupların domine ettiği bir güç. Yaklaşık 240 bin milisi bulunan, ülke bütçesinden yıllık 3 milyar doları aşan fonun yanı sıra Tahran’dan eğitim ve teçhizat desteği alan Haşdi Şaabi artık bir milis gücünün çok........

© Perspektif