ABD Neden Iraklı Milisleri Silahsızlandırmak İstiyor?
Gazze ile başlayan, Lübnan ve Suriye’de İran’ı etkisizleştiren dalganın son yıllarda olumlu dönüşüme giren Irak’a sirayeti, ABD’nin de kontrol edemeyeceği bir kaosa yol açabilir. Bu gerçeklik milislerin sistem içerisinde ehlileştirilmesini makul bir seçeneğe dönüştürüyor.
- MEHMET ALACA
- 19 Nisan 2025
ABD, İsrail’in Ekim 2023’te Gazze’ye yönelik saldırılarıyla başlayan jeopolitik değişimde Tel Aviv’e yönelik bütün tehdit algılarını etkisizleştirmekte kararlı görünüyor. Sert askerî yöntemlerle İran’ın vekâlet ağının tasfiyesine odaklanan strateji çerçevesinde aşamalı olarak Hamas ve Hizbullah’ın zayıflatıldığı ve Aralık’ta Suriye’de rejim değişikliğiyle Tahran destekli güçlerin çekilmek zorunda kaldığı gidişat bölgedeki güç dengelerini etkilediği gibi potansiyel çatışma senaryolarına zemin hazırlıyor.
İsrail ile uyumlanan “İran ve destekçilerine maksimum baskı” stratejisi, İran’ın Yemen’deki müttefiki Husilere saldırıları sürdürürken, Irak’taki İran yanlısı Şii milis gruplarının çatı yapılanması Haşdi Şaabi’yi ise doğrudan saldırılar yerine siyasi ve diplomatik baskılar aracılığıyla hedef alıyor. Direkt saldırının sonuçlarının ABD ve İran başta olmak üzere hiçbir aktörün kestiremeyeceği bir maliyet doğurma riski Haşdi Şaabi’ye diplomatik baskı tercihine yöneltse de çatışmasızlık halinin sürmesi garanti değil. Haşdi Şaabi’ye askerî müdahale İran’a karşı askerî harekatın işaret fişeği olabilir.
Silahsızlandırma mı Ehlileştirme mi?
Ocak ayında ABD’de Donald Trump’ın ikinci dönem başkanlığına başlamasıyla yeniden alevlenen Haşdi Şaabi’nin feshi veya sınırlandırılması tartışmaları dejavuya dönüşmüş durumda. ABD’nin milis grubunun feshedilmesi yönündeki talepleri 2019’da zirveye ulaşmıştı. Trump’ın Ocak 2020’de görevi bırakmadan kısa süre önce İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ile Haşdi Şaabi lideri Ebu Mehdi el-Mühendis’in Bağdat’ta infaz edilmesiyle nüfuzu düşüşe geçen İran’ın vekâlet ağı artık çok daha zayıf.
Yılın başından itibaren Trump başta olmak üzere ABD’li üst düzey yetkililerin her fırsatta Irak makamlarına bu konuda uyarıları dikkat çekici. Nitekim Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin danışmanlarından İbrahim Sumaidaie’nin, silahlı grupların dağıtılmaması halinde ABD’nin güç kullanacağı yönündeki açıklamasıyla artan tartışmalar, İran’ın savunma doktrininin temeli olan Direniş Ekseni’nin ana unsurlarından Haşdi Şaabi’nin liderlerini ve karar vericileri endişeye sevk ediyor.
IŞİD’in 2014’te Musul’a saldırısından sonra ülkenin en büyük Şii dinî otoritesi Ayetullah Ali Sistani’nin cihat fetvasının ardından çoğunluğu Şii gruplardan milislerin bir araya gelmesiyle oluşan ve 2016’da parlamento kararıyla güvenlik mekanizması bünyesinde yasal zemin kazanan Haşdi Şaabi, başlangıçta homojen bir yapı olmasa da zaman içerisinde İran yanlısı milis gruplarının domine ettiği bir güce dönüştü. Bugün 240 bin milisi bulunan, ülke bütçesinden yıllık 3 milyar doları aşan fonun yanı sıra Tahran’dan eğitim ve teçhizat desteği alan Haşdi Şaabi artık bir milis gücünün çok ötesinde. ABD’nin Haşdi Şaabi askerî lideri Ebu Fedek’i terör listesine, Komisyon Başkanı Falih Feyyad’ı da yaptırım listesine ve örgüt içinde pek çok milis grubunu terörist veya yaptırım listesine almasına rağmen Haşdi Şaabi’nin etkinliği artıyor. Irak’ta 2021 seçimlerinde milis grupların siyasi uzantılarının siyasetin belirleyicisi haline gelmesi ABD’nin öfkesini pekiştirirken, mevcut Başbakan Muhammed Şiya Sudani’nin söz konusu güçlerce belirlenmesi, örgütün güvenlik ve siyasal mekanizmada nüfuzunun artması gibi faktörler Washington’ı itidale itiyor. Zira Gazze ile başlayan, Lübnan ve Suriye’de İran’ı etkisizleştiren dalganın son yıllarda olumlu dönüşüme giren Irak’a sirayeti, ABD’nin........
© Perspektif
