Bir “Milli Birlik Muvahhidi”nin Çağrısının Alternatif Okuması
Bir “milli birlik muvahhidi” olan Öcalan’a göre “aşırı milliyetçi savruluşun zorunlu sonucu olan” ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.
- İLYAS BUZGAN
- 8 Mart 2025
İmralı Heyeti’nin 26 Şubat’ta okuduğu Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” başlıklı mesajı medyada, siyaset arenasında ve kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. İçeriği bakımından mesaj, sürecin siyasi aktörleri ve muhatabı olan PKK tarafından olumlu karşılanırken, Kürt sorununun çözümüne anayasal perspektiften yaklaşan Kürt kesiminde iyimserlikle birlikte hayal kırıklığı yarattı. Söz konusu kesim, Öcalan’ın silahsızlanma çağrısını olumlu görürken, maksimalist ve minimalist hak taleplerini “aşırı milliyetçi savruluşun zorunlu sonuçları” olarak mahkûm eden yaklaşım karşısında hayal kırıklığına uğradı.
Abdullah Öcalan’ın kamuoyunda sansasyon yaratan “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” başlıklı tarihi mesajının amacı, argümanları ve kodları nelerdir? Bu yazının amacı, temel çerçevesini ve içeriğini dikkate alarak metni yorumlamaktır. Ben, metni üç kısma ayırarak yorumlamaya çalışacağım. Birinci kısımda Öcalan’ın silahsızlanma çağrısını, ikinci kısımda Türk-Kürt ilişkilerine bakışını, üçüncü kısımda ise ortak yaşam önerisini yorumlayacağım.
Silahsızlanma Çağrısı
Metin, PKK’nin doğmasına neden olan 20’nci asrın panoramik görünümünü tasvir ederek başlıyor. Öcalan’a göre 20’nci yüzyıl, tarihin en yoğun şiddetinin üretildiği yüzyılıydı. Bu yüzyılda iki dünya savaşı, ardından Soğuk Savaş dönemi yaşanmıştı. Bu dönemler arasında Kürt realitesi inkâr edilmiş, fikir ve ifade özgürlüğü yasaklanmış ve demokratik siyaset kanalları kapatılmıştı. Öcalan’a göre Soğuk Savaş konjonktüründe doğan PKK, teori, program, taktik ve strateji bakımından reel sosyalizmin etkisinde kalmıştı.
Öcalan açıkça dile getirmese de, PKK’nin varlık nedenini zımnen, Kürt kimliğinin tanınmasını sağlamak, demokratik siyaset kanallarını açmak ve fikir ile ifade özgürlüğünün alanını genişletmek olarak ifade etmektedir. Ona göre Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin güç ve taban kazanması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanıyordu. Metne göre 1990’lı yıllarda biri dış, diğeri iç faktör olmak üzere iki faktör PKK’nin varlık gerekçesini anlamsız hale getirmişti.1990’lı yılların başında Sovyetler Birliği’nin çökmesinden sonra reel sosyalizmin alternatif ideolojik tüketim ürünü olmaktan çıkması PKK’yi ideolojik bunalıma sokarken, ülkede kimlik inkârının çözülüşü ve ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler PKK’nin varlık gerekçelerini ortadan kaldırmıştı. 1990’lı yıllarda varlık gerekçelerini yitiren örgüt 25 yıl boyunca aşırı tekrara yol açmakla kalmamış, metodolojik patinaj yapmıştı. Öcalan’a göre bu argümanlardan dolayı PKK ömrünü tamamlamış ve feshi gerekli hale gelmişti.
Öcalan bu saptamaları yaptıktan sonra metnin sonuç cümlesinde şu çağrıda bulunuyor:
“Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.”
Bu önemli pasajda Öcalan, devlet ve toplumla bütünleşmek amacıyla PKK’nin........
© Perspektif
