menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Filistin’de Çocukluğun Yok Edilişi: Filistinli Çocuk Gerçekten Çocuk mu?

6 0
yesterday

Ne 7 Ekim 2023 öncesi ne de sonrasında, Siyonist yerleşimci sömürgeci devletin Filistinli çocukların gelişimi üzerindeki olumsuz zihinsel, sosyal ve fiziksel etkilerini inceleme ve belgelemede anaakım sağlık, eğitim ve bilim toplulukları üzerine düşeni yapamadı. Tarihi bir sürecin ürünü olarak Filistinli çocuğun zihinlerde çocukluktan çıkarılması, onun yaşadığı her türlü akıl almaz şiddeti normalleştirdi ve dünya vatandaşı olarak doğmuş diğer çocuklara göre ona karşı şiddeti daha meşru, alışılmış ve olası kıldı.

Korkunç bir zaman içinden geçiyoruz. Dünyada olup biten her şey, haksızlıklar, acılar, kederler, zorluklar bir yana, bu yüzyıla damgasını vuracak ve lekesi asla silinemeyecek belki de tarihin en karanlık, en acımasız zulmüne şahitlik ediyoruz. Anbean kaydedilmekte, izlenmekte, elimizdeki ekranlardan bütün detayları ile akmakta olan İsrail’in Gazze’de işlemekte olduğu soykırım suçu, tarihin en çok kayda geçirilmiş soykırımı olarak adlandırılıyor. Bu durumda bu zamanın içinden geçen dünya vatandaşları olarak bizler, bu soykırıma şahit olmanın yükü ve sorumluluğu ile baş başayız.

Bugün Gazze’de insanlık onuru ayaklar altına alınıyor; eğitim kurumlarından hastanelere, kuvözdeki prematüre bebeklerden sözde BM korumasındaki sahalara, gebe kadınlardan engelli ve çocuklara, işini en zor şartlarda bile yapmaya çalışan gazetecilerden ambulanslar ve ilk yardım personeline, uluslararası insani yardım kuruluşları ve gönüllülerinden açlıkla mücadele ekiplerine, İsrail’in hedef almadığı ve almayacağı hiçbir şey kalmadı. Yani İsrail’in dokunulmaz saydığı hiç kimse ve hiçbir şey yok. İsrail bu eylemleri ile temelde Filistin topraklarında yaşayan yerli halkı ve bu halka dair bütün kültür ve tabiat unsurlarını yok etmeyi amaçlıyor. O topraklarda biten ve yaşayan her şey, yüzlerce yıllık köklenmiş zeytin ağaçlarından avare gezen eşeklere, atlara, kedi ve köpeklere kadar…

Filistinli Çocuk Olmak

İsrail bu soykırım suçunu işlerken, aslında 7 Ekim 2023’ten çok daha önce başlayan, fakat 7 Ekim sonrasında çok farklı boyutlara ulaşan sistematik bir hedefini daha gerçekleştiriyor. Filistinli kadınların daha az kadın, Filistinli çocukların daha az çocuk, Filistinli erkeklerin ise öldürülmesi zaten norm olan bedenler olduğuna dair imgeleri zihinlere yerleştiriyor. Elimizdeki ekranlardan beden bütünlüğü bozulmuş, korkudan titreyen, şok içinde donakalmış, hayatta hiçbir eşlikçisi olmadan metruk binalarda dolaşan, aç, susuz küçük çocuklar, kendi çocukluğunu tamamlamadan küçük kardeşlerinin bakımını üstlenmek zorunda kalmış, bırakın eğitime devam etmeyi, yaşamsal ihtiyaçlarının tümünden kasten mahrum bırakılmış çocuklar her gün her dakika akmaya devam ediyor. Bu çocuklar dünya kamuoyunun, çocuk hakları savunucularının, bilim insanlarının, siyasilerin, çocuk sağlığı uzmanlarının, eğitimcilerin, çocuk gelişimi araştırmacıları ve akademisyenlerin, çocuk psikolojisi alanında çalışan veya çocukluğun ruh sağlığındaki önemini çok iyi bilen psikologların, şiddet ve travma alanında çalışan ruh sağlığı çalışanlarının ve bu sahada faaliyet gösteren meslek örgütlerinin, çocuk kitabı yazarlarının ve çizerlerinin, medyanın ve herkesin ne kadar dikkatini çekebiliyor? Bu çocukların hikâyeleri ne kadar merkezde ve bu hikâyeler çocuğa dair insanlık deneyimini ne kadar dönüştürecek/değiştirecek?

Aslında Filistinli çocuğa olanlar bir yandan milyonlarca insanın vicdanını sızlatsa ve aktivist ruhları hayata geçirse de, Filistinli çocuk dünyanın gözünde asla gerçek anlamıyla bir çocuk değil. Olabilseydi, ailesinin ölü bedenleri ile sivil bir arabanın içinde yardım çığlıkları atarken 335 kurşunla hedef alınan Hind Rajab’ı, öldürülmeden önce vasiyetlerini yazan çocuklardan biri olan 10 yaşındaki Reşa’yı, ölüm korkusu ile her an yüzleşmek zorunda bırakılan ve bedenleri parçalandığı takdirde kimliklerinin tanınması için kendi ellerine isimlerini yazan nice çocuğun ismini bugün mıh gibi aklımızda taşıyor olurduk. Ne var ki, bu çocukların hiçbiri Taylor Swift konserine gidemediği için ağlayan küçük........

© Perspektif