menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Barışın kaçınılmazlığı

14 0
29.08.2025

Barış, yeni bir durumdur. Yeni bir sayfa açmaya cesaret etmektir. Barışı kaçınılmaz bir ihtiyaç haline getiren gerçeklerle yüzleşmek ve onları aşmak kararlılığıdır. Sağlam bir irade ve beraberinde sabır, gereğinde “baldıran zehiri içmek” kararlılığıdır…

Barış, kuşkusuz savaşan taraflar arasında olur. Şartlarını olgunlaştırmak adına başlangıçta gizli saklı, kapalı kapılar ardında yürütülen görüşmelerle ilk adımlar atılır, asgari bir mutabakat sağlandıktan sonra ise açık ve şeffaf bir süreç izlenerek inşa edilir.

Barışın kaçınılmaz bir “ihtiyaç” haline gelmesi, sübjektif olmaktan ziyade objektif bir gerçekliktir. Özünde tarafların birbirini yok edememesi, uzayan savaş ve çatışma halinin beraberinde getirdiği maddi ve manevi bedellerin giderek daha çok ağırlaşması ve taşınamaz hale gelmesi, savaş halinin başka güçlerin doğrudan veya dolaylı çıkarlarına hizmet etmeye başlaması gibi nedenler vardır.

Lafı dolandırmadan ve demogoji, hamaset yollarına sapmadan, yüksek sesle düşünelim.

Öncesi de olmakla beraber bir devlet düşünün ki 40 yıldan fazla bir süredir “terör” olarak adlandırdığı bir “mücadele” yürütmektedir. “Terörle mücadele” en büyük önceliğidir ve mücadele ettiği “terör” önemli bir halk desteğine sahiptir ve ciddi silahlı mücadele yürütme imkânlarına sahiptir, başka ideolojik, siyasi araç ve imkânları da vardır. Yıllardır “son terörist öldürülünceye kadar” denilmiştir, güvenlikçi politikalar esas alınmıştır, hatta devlet “rutin dışına” da çıkmış ve aleni insanlık suçları, savaş suçları........

© P24