menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

O da Bir Şey mi: Aynı Hikâyenin İki Ucu

14 1
27.09.2025

Sevdiğim sinemacılardan Pelin Esmer’in son filmi O da Bir Şey mi’yi 32. Adana Altın Koza Film Festivali’nde izledim. Her zamanki gibi, iyi yazılmış, hassasiyetlerle dolu zarif bir film.

Evet, Pelin Esmer’in sineması üzerine konuşurken hep “zariflik” ve “hassasiyet” kelimelerine geri döneriz. Onun filmleri bir kadının inceliğini, bir antropoloğun gözlemci titizliğini ve bir sinemacının teknik disiplinini aynı anda taşır. O da Bir Şey mi ise tam da bu üç niteliğin çakıştığı yerde duruyor. Evet, kendini tekrar ediyor; ama bu tekrar, onun sinemasını rastlantısallıktan kurtarıp bilinçli bir poetikaya dönüştürüyor.

Film, festival otelinde karşılaşmayan iki hayatın anlatısı: Bir yanda Levent—çocukluk travmalarının gölgesinde yorulmuş, sinema yapma cesaretini kaybetmiş, temsilin yükü altında ezilen bir yönetmen. Diğer yanda Aliye—hayatını sıfırdan kurmak isteyen, başkalarının filmlerinde teselli arayan, ama aslında kendi hikâyesinin peşinde koşan bir genç kadın.

Bu karşılaşma, Aristoteles’in Poetikasında bahsettiği “anagnorisis” (tanıma) anına doğru ilerler. Ama Esmer, katharsisi seyircinin önüne kolayca koymaz. Hikâye, tam “birleşme” beklediğimiz yerde yavaşlar, ağırlaşır. Seyirciden sabır ister. Bu sabır, sinemanın “yaşamı kopyalayan hızsızlığı”na duyulan saygının bir tezahürü gibi.

Timuçin Eser, çocukluk travmalarını aşamayan bıkmış sinemacıyı harika canlandırıyor. Biraz daha genç olsa Erdal Beşikçioğlu ve Nejat İşler’e de yakışacak bir rol ama bu ceket en çok Timuçin Eser’e uymuş. Yönetmenin annesini oynayan İpek Bilgin de nefis bir performansla karşımıza çıktı. Çok iyi oyuncu. Ya da her sahnesinde parlayan Nur Sürer… Genç Merve Asya Özgür’ü de........

© Öteki Sinema