menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

TESPİTLER  ( 10 / 07 )

22 0
15.07.2024

Hazreti İbrahim’in irtihalinden sonra, Hazreti İsmail’in sağlığında Beyt-i Şerif’in hizmet ve nezareti bi’ttabi ‘ İsmail aleyhisselâm’ın uhdesindeydi. Ebedeyyete irtihalinden sonra, - Sîret-i İbn-i Hişam’da, İsmail aleyhisselâm’ın yüz otuz yaşında irtihal ettiği ve Hicr’e( Ka’be’ye dahil mevki’ye) Validesi Hazreti Hâcer’in yanına defnolunduğu, İbn-i İshak’tan rivayet ediliyor.- Beyt’in nezaretini Hazreti İsmail’in oğlu “ Sâbit ” deruhte etti ve ilâ- mâ-şâ- Allah evlâd-i İsmail’de kaldı. Sonra Cürhümî’lerden, Mudad İbn-i Amr tevelli etti. Benî İsmail İle Benî Cürhüm arasında karabet( yakınlık) bulunmakla niza’ olmuyordu. Bu suretle Beyt-i Şerif uzun bir zamanda, Cürhümî’lerin idaresinde kaldı. Hazreti İbrahim’den sonra aradan geçen uzun zaman müddetince, Beyt-i Mukaddes, harâbe yüz tutmuştu. “ Seylü’l- fârre,” denilen meşhur bir sel ile de duvarları tamamen harab olmuştu. Öyleki, belli bir zaman, halk Beyt’in sadeçe arsasını tavaf ediyordu. Bu sırada Byt-i Şerif, Kadîm Arap kabilelerinden “ Amâlika” tarafından müceddeden,( yeni baştan) binâ edieldi. Bu, Ka’be’nin ikinci binası oluyor. Amâlika, o devrin servet ve şevket sahibi kabile’lerinden olmakla, bunlar tarafından Beyt-i Şerif’in duvarları yükseltilmiş, dahili ve harici muhtelif nakışlarla tezyîn edilmişti. Fakat, bi’lahere, Ka’betu’llâh’ı maddî menfe’atlerine vesiyle itmeye başladılar. Ka’be’yi ziyaret edenlerden ücret almaya başladılar, ücretsiz ziyaretcilere Zemzem kuyusundan bir yudum su bile içirmez olmuşlardı. Bu azgınlık döneminde Ka’betu’llâh’a da bakılmadığından, o yüksek duvarlar mâil-i inhidam bir hale gelmişti. Nihâyet, ( Seylü’l- fârre) denilen yeni bir sel ile tamamiyle yıkılmış, bunlar da savaşup gitmişlerdi.

Bu def’a da Beyt-i Şerif’i Cürhümî’lerden “ Hâris İbn-i Mudad-ı Esgar “ tecdid ettiki, ( yenilediki,) bu da Ka’be’nin üçüncü binası oluyor. Kapısına iki kanat taktığı gibi bir de kilit koydu. Bir ara, Cürhümî’ ler de Ka’betu’llâh’a riayetsizlik etmeye başladılar, devlet adamı ve zenginlerden gelen hediyeleri gasb edip hacıları da ziyaretlerden men’ eder oldular. Bu sırada, Zemzem kuyusunun suyu da çekilmiş bulunuyordu. Benî Bekir ile Huzâî’lerden “ Gubşân”, bu Cürhümî’leri Mekke’den sürüp çıkardılar.

Cürhümî’lerin reisi, “ Amr İbn-i Hâris İbn-i Mudad, Mekke’yi terk edeceği gece Beyt-i Şerif’te muhafaza altında bulunan altın iki geyik heykelini vesâir kıymetli eşyayı almış suyu çekilmiş Zemzem kuyusunu da toprakla doldurmuştu. Bundan başka, Cürhümî’ler Mekke’den kaçmazdan önce Hacerü’l- Esved’i de yerinden........

© Önce Vatan


Get it on Google Play