menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

CUM’A   SOHBETİ  (  6 / 10 )

20 0
09.08.2024

Merhum, Beyağabey ile enterne vev esir edilinceye kadar vicâhî ya da Telefon mükâlemesiyle, hergün veya günaşırı görüşmelerim olurdu. Siyâset, Tedris, Tecdid ve ihya hizmetleriiyle alâkalı emirlerini alır, verebileceğim yeni haber ve bilgiler varsa arz’ederdim. Yıllar öncesiydi, Hazreti Üstaz’ımız hakkında ba’zı bilgi ve belgeyi tarafıma emanet etmiş, bunları iyi muhafaza et, ileride, beraberce bir çalışma değerlendirir, gazetelerde, dergilerde neşr’eder, kitap haline de getiririz. Buyurmuşlardı. Fasılalı aralıklarla kendilerine hatırlattığıımda,” Mübârek, çok yaşlandığımı mı söylemek istiyorsun, hele, bir dur bakalım, onun da zamanı gelecek,” diyordu. Heyhât! Ki, heyhât! O zaman hiç gelmedi...

Bir gün, yeke yek olduğumuz bir anda, “ Ağabey, hepimiz fâniyiz, vâdemizin ne zaman dolacağını ancak, Allah Celle Celâluhû bilir. Cenab-ı Hak Sevgili Peygamber’imize, hitaben, “Şüphesiz sen öleceksin, ve hiç şüphe yok ki, onlar da öleceklerdir,” buyurmuştur. Hzreti Üstaz’ımızın Tecdidi, tasarrufu, Üveysî olarak, bi’kemâlihâ ve bi’ temâmihâ devam etmektedir. Bununla beraber, zâhirî ve dünyevî hususları tevir için, müsâvî’ler arasından bir adım öne çıkacak birisini, birilerini düşündnüz mü? “ Şimdilik, düşünmedim, düşünmüyorum, zamanı gelince düşünür ve açıklarız,” buyurdular.

Enterne edimlmeden, esir alınmadan az bir müddet önce;” Mehmed Beyazıd- Ahmed Arif Denizolgun kardeşlerin de aralarında bulunduğu, Beytü’l- mâle el uzatmamış, da’va’yı istismar etmemiş, isimlerie herhangi bir dedikoduya bulaşmamış, kendisine da(va’ya vakf etmiş, bir şeyler alan değil, bir şeyler verenlerden, 5 veya, 7 kişiden müteşekkil, bir müşavere hey’eti teşkil etmeyi, Tedrisat, tecdid ve ihya hizmetlerinin başına, Ahmed Arif’i, Beytü’l-mâlden mes’ul olmak üzere, Mehmed Beyazıd’ı getirmeyi, müsâvî’ler arasından bir adım öne çıkarmak tarzında değil, müşâvere Hey’etindeki herkesin eşit sorumluluğa, eşit salahiyete sahip olmaları esası üzerine, düşünülmüştü.

Daha önceki istişârelerimizde, İstişâre edilmeden verilen ekserî karaların hata olduğunu, tek tek misalleriyle anlattık, eğer istişare edilseydi, bu hatalara düşülmezdi,” dedik. Mesela devrien Tercüman Gazete’sinde, Nazlı Ilıcak ile yapılan mülâkâtta, eğer “dâru’l-harb ve riba,” mevzu’unda bizlerle istişârede bulunulsaydı, hataya........

© Önce Vatan


Get it on Google Play