menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

SON ÇIKIŞ!

15 0
24.01.2025

Son Çıkış’ın manası nedir?

Son Çıkış, evvel - ezel zamanın ve ilahi sistemin, Ay altı aşağı alem olan dünya aleminde bir bozuluşun yaşandığı hakikatini ortaya koyuyor. Kapanışın son gayretinde olan bir insanlık, Son Çıkış anlarını yaşıyor. Son Çıkış ve kapanış insanlığı olarak, 2000 yılından önce doğan ve halen yaşamakta olanlar olarak, ilmimizi, bilgimizi, ahlakımızı, düzenimizi, oluş döneminin yeni insanlarına aktartarmakla görevliyiz. Bu hepimizin, yaşamın hakikatine olan bir insanlık borcu. Son Çıkış zamanındayız. Ve her birimiz, bildiklerimizi, mental ve ruhsal olarak insanlığın ortak alanı olan Birleşik Alan'a, Levh-i Mahfuz'a, Kayıtlar Alemi'ne ve Ortak Alan'a iletmeliyiz. İnsanlığının bu bozuluştaki anlarını iyi değerlendirmeleri gerekiyor. İlmi ve ahlakı bir sonraki Oluş düzenine miras bırakması amel defterinin de açık kalmasını sağlayacak. Ruhsal insanlar olarak, yükseliş yolunda ilerleyen insanlar olarak dünyaya geliş amacımızı hatırlamalı ve Ortak Bilince kayıtlamalıyız. DNA hücrelerimize ve Maddi manevi mirasımızı toprağa sunalım ki, Amel Defterimiz daima açık kalsın. Doğanın kayıtları olan Deva'ları bir sonraki Oluş devresine bunu aktarsın. Son Çıkış anlarında, zaman içinde zaman açılır ve mekan içinde mekanlar yaratılır. Yeni bir 1000 yılın başlangıcı başladı. Bozuluş döneminin insanlığı ile Oluş döneminin yeni doğan insanlığı bir arada. Bu tür bir aradalıklar Bin yılda bir olmakta. Ve bizlerde buna şahidiz. Yeni bir evre, yeni bir başlangıç ve yeni bir oluş zamanı. Son Çıkış zamanı büyük bir değişim ve büyük bir sıçrama. Olaylar çok hızlı gelişmeye başladı, daha da hızlanacak. Son Çıkış zamanında, gerçek düşmanımızı bilmek zorundayız. Bu Kur'an-ı Kerim'de önemle belirtilen bir ayet. Bir uyarı bir hatırlatma. Ayet üzerinden gerçek düşmanı tanıma ve bilme ve aynı zamanda onunla mücadele etme idraki oluşmalı. Çünkü, İnsana nefsinin düşman olduğu kabul ettirildi. Hedef şaşırtıldı. Oysa nefs çok kıymetli bir cevherdi. Şimdi gerçek düşmanın bilinmesi ve gözardı edilen nefs cevheri ile barışma zamanı. Nefsimiz bir zırh, koruyucu kalkan. Ve müttefiğimiz konumunda yeniden hakikatli yerini almalı. Bakara Suresi 168. Ayet Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helal ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır. Bu ayette apaçık düşman kelimesi için Arapça bir kelime olan "Aduv" kullanır. Aduv arapça kelimesinin hakikatteki anlamı haddi aşmak. Manası şudur ki, haddini aştığında karşılaştığın kötülük senin düşmanın olan şeytan. Demek ki haddi aşmayan kötülüğe ulaşmıyor. Haddini bilen iyilikle muhatap. Bu çok önemli bir işarettir. Çünkü haddini aşan kişi gerçek düşmanı ile muhatap olur. Peki bizler nelerde haddimizi aşıyoruz, işte önemli olan bu. Yemek yemekte mi, para kazanmakta mı, mal mülk edinmekte mi, tutkularımızda mı, seyahatlerimizde mi, yalnız kalmakta mı, eğlencelerimizde mi, alışverişte mi. Hangi alanda haddimizi aşıyoruz. Bunu kendimize bir sorgulayalım. Ve bu apaçık bir düşmanımızdır. Haddi aştığımız ne varsa, buradan imtihan oluyoruz demektir. Son Çıkış zamanı gerçek ve apaçık düşmanlarımızla karşılaştığımız bir zaman. Bu bir uyarı değil önemli bir hatırlatma. Yavaş yavaş olan tekamül gelişimi büyük bir hız kazandı. Olaylar bizlerin hiç ummadığı tarzda gelişiyor. Bu yeni zamana ayak uydurmak, geride kalmamak için kendimize çeki düzen vermeliyiz. Gerçek düşman kendini ortaya çıkarıyor. Ve biz onu dost biliyorduk maalesef. Gerçek yüzüyle muhatabız şu an ve büyük şaşkınlıktayız. Negatif güçlerin telkinine, zihin zaptına uğramamak ve onlar tarafından hasad edilmemek için kendimizi bilmeliyiz. Hakikat bilgisi kendini belli etmeye başladı. Hakk gelir batıl ziyan olur. Ancak kısa vadede kötülüğün egemenliği hüküm sürüyor. Kısa vadede Batıl kazanıyor. Ve arada hasad edilen, elenen, kayıp olan insanlar afil oluyor yani batanlardan ışıkları sönenlerden oluyor. Uzun vadede hakk gelir, hakikat hüküm sürer. Batıl kaybolur gider. Ancak kötülüğün hasad ettiği afil olanların tekrar parlaması için zaman kalmaz. Işte gafil ve afil olmamak için yapmanız gerekenler var. Gerçek düşmanımız olan negatif güçlerin egemenliğinde olan haddimizi aştığımız ne varsa, hasad edilmeyin, kaybolup gitmeyin, çünkü Hakk gelir batıl yok olur gerçekleşmek üzere. Artık zaman yok. Bu son çıkış. Ya şimdi ya şimdi!

Neden kendimizle ve geçmişimiz ile helalleşmeliyiz?

Kendinizle ve geçmişinizle neden helalleşmeniz gerekiyor. Çünkü doğduğunuzdan şu ana kadar olan zaman diliminde kendinizi kenara çektiğiniz, kendinizi unuttuğunuz, kendinizi önemsemeden başkaları için yaptığınız tüm fedakarlıklarda, siz kendinize olan kul hakkına girdiniz. Bu dünyada en büyük günah denilen kavram, insanın kendi kul hakkına girmesidir. Kendinizi kenara çekip başkaları için uğraştıysanız, kendinizi herkes için paraladıysanız ve kendinizi yok saydıysanız, kendinizi unutup başkaları için zamanınızı paranızı feda ettiyseniz, sırf onlar mutlu olsun diye saçınızı süpürge ettiyseniz ve karşılığında hiç değeriniz bilinmediyse ve hala bunu devam ettiriyorsanız, kendi kul hakkınıza girmişsiniz demektir. Hakkikatte siz kendinizi feda edip, nefsinizin isteklerini yetirine getirmediniz demektir. Nefs sizin en........

© Önce Vatan