İktidarın sorunu: Affective Polarization*... Fikir üzerinden değil duygu üzerinden ayrışmak
Değerli okur bu konu sizi yakından ilgilendiriyor:
Türkiye’de sosyal medyada yanlış bilgi ve bilinçli yalan üretimi her geçen yıl artıyor. Bunun birincil sebebi, Türkiye’de medya okuryazarlığı eğitimi çok zayıf. Bu sebeple yalan içerik daha çok etkileşim getiriyor.
Yalana-yanlışa karşı nasıl mücadele vermek gerek? Bunu tamamen yok etmek zor, ama etkisini ciddi biçimde azaltmak mümkün.
Peki, bireysel olarak ne yapabilirsiniz?
-Öncelikle hesabın gerçek mi, anonim mi olduğuna bakmalısınız.
-Aynı iddia farklı ve güvenilir kaynaklarda var mı kontrol etmelisiniz.
-Duygulara hitap eden içeriklere kuşkucu yaklaşmalısınız.
-Soruyu/şüpheyi otomatik refleks hâline getirmelisiniz, yoksa bu kadar yalanla mücadele edemezsiniz!
Şu da gerçek ki; yalan, çoğu zaman iyi niyetli insanlar tarafından yayılıyor. Paylaşmadan önce “doğru mu?” kadar, “doğru olsa bile paylaşmalı mıyım?” sorusunu kendinize mutlak yöneltmelisiniz. Bireysel farkındalığı artırmak elzem…
İnsanlar çoğu zaman inandıkları için değil, ait olmak istedikleri taraf söylediği için yalanı paylaşıyor! Bu tuzağa düşmemek lazım; “haklı olmayı” değil, “doğru olmayı” değer hâline getirmelisiniz…
KAMU DESTEKLİ DEZENFORMASYON
Maalesef Türkiye’de yanlış bilgi çoğunlukla siyasi kutuplaşma üzerinden yayılıyor. İnsanlar yanlış olduğunu bile bile “karşı tarafı zayıflatıyor” anlayışıyla paylaşım yapıyor!
Ülkedeki (siyasete, iktidara, medyaya, kurumlara) güven krizi, sosyal medyadaki yalanın yayılmasını hızlandırıyor.
Dünyada en çok atıf........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Daniel Orenstein
Grant Arthur Gochin
Beth Kuhel