menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İddianameyi değil, psikolojik etkisini konuşmak... Duygu mühendisliği

62 4
20.11.2025

İBB/İmamoğlu iddianamesi konusunda genel değerlendirmeler yapıyorum. İddianamenin felsefi boyutunu yazdım. Bugün psikolojisini ele almak istiyorum.

İddianameye hukuki açıdan değil, toplumsal psikoloji açısından bakmaya çalışacağım:

20’nci yüzyılın ilk çeyreğinde Frankfurt Okulu düşünürleri, (Adorno, Horkheimer, Marcuse, Fromm, Habermas vd.) siyaset psikolojisi konusunda ilk çalışmaları yaptı.

İnsanlar sadece ekonomik nedenlerle değil, duyguları, korkuları, kimlikleri ve bilinçaltları yüzünden de siyasi tercihler yapıyordu.

Yani “siyaset akıl işi” olduğu kadar duygu işiydi. Bu bakış zamanla siyaset psikolojisi denilen sosyal bilimi doğurdu.

Frankfurt Okulu, 1930’lar başında Almanya’nın siyasi olarak nereye savrulduğunu gördü. Şu soruya yanıt aradı:

-“Niye bazı insanlar güçlü lidere daha çok inanıyor?”
-“Niye bazıları itaat etmeye yatkın?”

Bu soruların psikolojik olduğunu söylediler. Propaganda sadece bilgi vermiyor, insan psikolojisini hedef alıyordu. (Ki bunu Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde defalarca yazdım: AKP iktidarının “PKK ile iş birliği yapıyor, karşınızdaki aday ülkeyi bölecek, Kızılbaş-Kürt” gibi güvenlikçi propagandaları kitlelere ekonomik krizi unutturdu!) Siyaset, gerçeğin kendisinden çok gerçeğin nasıl gösterildiği idi…

İnsanlar korktuğunda daha sert liderlere yöneliyor, kendi grubuna daha çok bağlanıyor…
Frankfurt Okulu bu psikolojiyi erken fark etti: “Siyaseti anlamak için insan ruhunu anlamak gerek.”

İDDİANAMEYE ENTELEKTÜEL BAKIŞ

İBB/ İmamoğlu iddianamesinin........

© OdaTV