menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Fatih Altaylı'nın öfkesine şaşırdım... Burjuvazinin 'yatak' misyonu

359 1
friday

Yunan mitolojisine göre Atina-Elefsis yolu üzerinde yaşayan Prokrustes, yolcuları evine davet eder ve onları tek yatağa uydurmaya çalışırdı:

-Kısa gelenlerin vücut uzuvlarını zorla gerer…
-Uzun gelenlerin vücut uzuvlarını keserdi…
Bu yüzden Prokrustes, insanları keyfi ve zalim ölçüye uydurmaya çalışan “tek tipçi” figür olarak bilinir!

Siyasette Prokrustes’in sembolik anlamları vardır:

Farklılıkları bastırma: Toplumsal, kültürel ve ideolojik çeşitliliği yok sayıp herkesi aynı kalıba sokma çabası…
Otoriterlik: İktidarın kendi ölçülerini “doğru” kabul edip bunu topluma zorla dayatması…
Tek doğru anlayışı: Alternatif görüşlere tahammülsüzlük…

Dogmatik ideoloji: Gerçekliği ideolojiye uydurmak; ideolojiyi gerçekliğe göre esnetmemek…
Merkeziyetçilik: Yerel, bireysel veya çoğulcu yapıları budayıp tek merkezden yönetme arzusu…
Bu giriş cümlelerini salt siyaset için yazmadım. Sizler zaten bunu yaşıyor, görüyorsunuz!

Bu kavramı bana Fatih Altaylı’nın Silivri cezaevinde ettiği sözler anımsattı. Tutukluluğuna yönelik iş dünyasındaki sessizliğe sitem ederek, “dışarıya çıktığımda iş dünyasının içinden geçeceğim. Türk burjuvazisi falan deniyor, burjuva filan değiller, üstü bakırla kaplanmış kasaba esnafı hepsi!” dedi.

Bu sözler bana “Prokrustes yatağı” kavramını anımsattı:

BURJUVAZİNİN “YATAĞA UYUM” MAHARETİ

Fatih Altaylı’nın sözü kişisel bir sitemden çok sınıfsal ve siyasal bir teşhis olarak anlam kazanıyor…

İtibarıyla Prokrustes yaklaşımı, Türk burjuvazisinin tarihsel-siyasal tutumunu açıklamak için........

© OdaTV