menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ABD'nin küresel kuralsızlığı

24 32
07.09.2025

Devletlerin gündelik çıkarlarına göre değişmeyen bir terör tarifi var mı? Terörist kimdir? Terörizm nedir? Bu soruları bugün yeniden sormamın nedeni ABD’nin geçen hafta Karayip Denizinde uyuşturucu taşıyan bir tekneyi vurarak batırması ve içindeki 11 kişinin ölmesi.

ABD yetkilileri Venezuela’daki bazı narko mafya çetelerini terör örgütü ve mensuplarını da terörist saydığını önceki hafta açıklamıştı. Ardından Venezuela’yı bir terör ülkesi ve devletini de narkotik devlet ilan etti. Karayiplerde vurulan geminin Venezuela’dan ABD’ye kokain taşıdığını söyledi. Tüm bunları bir tekneye füze fırlatmaya gerekçe olarak kullandı.

DENİZ HUKUKU NE DİYOR

Konunun özüne girmeden önce terör ve terörist kavramlarını tartışmayı bir yana bırakıp olayı hukuk ve deniz hukuku açısından ele alalım. ABD’nin uluslararası sularda kendisi için acil tehlike oluşturmayan bir hedefe karşı ölümcül sonuçlar doğuracak bu cins bir eylem yapma hakkı aslında bulunmuyor. Bu tekne, ABD sularında takibata uğrayıp kaçmış olsaydı ona karşı bir takip hakkı doğabilirdi ama ortada böyle bir durum da yok.

Uluslararası hukuka göre "kolluk kuvvetlerine yönelik ciddi yaralanma ya da can kaybı tehdidinin söz konusu olduğu durumlarda meşru müdafaa için makul ve gerekli" sayılabilecek bazı silahlı operasyon ve imha eylemleri meşru sayılabilir ama vereceği zarar ABD’ye uyuşturucu taşımaktan ibaret olan o tekne için bu koşulların hiç biri yerine gelmiş değil.

ABD, teknenin Aragua Treni adlı Venezuela mafyasına ait olduğunu ve ABD halkını zehirleyecek tonlarca uyuşturucu taşıdığını iddia ediyor. Bu mafya çetesinin ABD tarafından bir önceki hafta “yabancı terörist örgüt” ilan edildiği doğru ama tekne ile çete arasındaki ilişki kanıtlanmış değil ve ortada bir mahkeme kararı yok.

ABD’nin iddiası doğru olsa bile Birleşmiş Milletler Antlaşmasının 2(4) maddesi uyarınca ülkeler ancak saldırıya uğradıklarında güç kullanabilirler ve meşru müdafaa amacıyla silahlı kuvvetlerini konuşlandırabilirler. Trump halihazırda Aragua Treni kartelini ABD'ye karşı düzensiz bir savaş yürütmekle suçluyor. Ama Washington’un Venezuela ya da Tren de Aragua adlı suç örgütüyle silahlı bir çatışma içinde olduğu söylenemez. Dolayısıyla, Trump’ın mafya teknesini vurmayı ve onu içindekilerle birlikte denize gömmeye uluslararası hukuka nasıl dayandırabileceği bir soru işaretidir.

YAŞAM HAKKIYLA İLGİLİ KURALLAR

Kolombiya Devlet Başkanı’nın dediği gibi ayrıca bu tür mafya grupları içinde ve muhtemelen o teknede elebaşılar ve azılı katiller yanında “savaşçı” sayılamayacak ve sadece hamallıkla görevlendirilen yoksul köylü çocukları da olabilir ve bunların hepsinin aynı sonla karşılaşıyor olmaları hiç de adil görünmemekte.

Dolayısıyla ABD’nin tekneyi vurarak batırması sadece güç kullanma yasağını ihlal etmekle kalmıyor, aynı zamanda uluslararası insan hakları hukuku tarafından güvence altına alınan yaşam hakkını da ihlal etmiş oluyor. Konu hakkında BBC’ye konuşan Profesör Moffett’in, bu olayda güç kullanımının "keyfi ve yargısız infaz" ve "temel bir insan hakları ihlali" anlamına gelebileceğini söylemesi önemli.

Profesör, "Herkesi terörist olarak etiketlemek onları meşru bir hedef haline getirmez ve sadece devletlerin uluslararası hukukun etrafından dolaşmasına olanak sağlar" diyor. Gerçi ABD en az 24 yıldır belki yüz binlerce kişiyi bu tür müphem terörist etiketiyle hedef aldı. Burada kilit fikir terörün bir cins savaş olduğuydu ama bu kez uygulama politik dahi olmayan suçlara kaydı.

Tartışmalı olan başka bir konu da ABD Başkanı Trump’ın bu tür operasyonlar için Kongre’den izin almasının gerekip gerekmediği. Bilindiği gibi 2001 yılındaki meşhur 11 Eylül saldırılarından sonra Kongre tarafından Başkan’a verilen Askeri Kuvvet Kullanma Yetkisi (İngilizce kısaltma olarak AUMF) sadece bu saldırıları karışanlara yani en fazlası El Kaide’ye ve bu örgütün militanlarını koruyanlara yönelikti. Daha sonra çerçevesi iyice genişletilerek terörle ilgili tüm konularda geçerli sayıldı. O kadar ki 11 Eylül İkiz Kuleler olayıyla uzaktan yakından bağlantısı bulunmayan Somali’de 2021 yılında........

© OdaTV