Taşrada ikinci bahar
Bir gün bir film izlersiniz.
Hayatınız değişmez belki ama… Ruhunuz, moraliniz, modunuz tamamen değişir.
61. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden “En İyi Film”, “En İyi Kadın Oyuncu” (Nur Sürer), “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” (Osman Sonant) olmak üzere 3 ödülle dönen; 29 Kasım’dan bu yana da beyaz perdede izleyiciyle buluşan Mukadderat tam da böyle bir film.
Senaryosu, büyüdüğü yer olan Kastamonu Cide’den ve annesinin hikayesinden ilham alan Erdi Işık tarafından kaleme alınan filmin yönetmen koltuğunda, 'Camdaki Kız' dizisinden tanıdığımız Nadim Güç oturuyor. Güç’ün ilk uzun metraj denemesi olan filmin başrollerini Nur Sürer, Osman Sonant ve Aslıhan Gürbüz paylaşırken; oyuncu kadrosunda Osman Alkaş, Cem Zeynel Kılıç, Sacide Taşaner, Şirin Sultan Saldanlı ve Şerif Erol gibi önemli isimler yer alıyor.
KÖKLÜ GELENEKLERİN GÖLGESİNDE BİR SULTAN
Mukadderat, Kastamonu’nun Cide ilçesinin otantik atmosferinde, 65 yaşındaki Sultan Hanım’ın eşini kaybetmesiyle başlıyor. Mahallede kahve işleten oğlu Nevzat (Osman Sonant) ile İstanbul’dan gelen bankacı kızı Reyhan (Aslıhan Gürbüz) tüm cenaze seremonilerini usulünce yerine getiriyorlar. Ancak asıl bomba, ertesi sabah kahvaltı masasına düşüyor! Sultan, çocuklarına ve torunlarına dönüp “Ben evlenmek istiyom!” diyor. Bu beklenmedik çıkış, sadece kahvaltı masasındakilerin değil, tüm kasaba halkını sarsacak bir fırtınanın ama aynı zamanda Sultan’ın da dönüşümünün başlangıcı oluyor.
Sultan’ın evlilik isteği kasabanın dedikodu kazanını kaynatırken, bir patlama da kardeşler arasında yaşanıyor. Baba, tarlasının üçte 2’sini oğlu Nevzat’a; 1’lik kısmını da Reyhan’a bırakıyor. Bankadaki 50 bin tl’lik parasının ise yarısı torunların, diğer yarısı ise evlenmemesi şartı ile Sultan’ın olduğu ortaya çıkıyor. Nevzat, taşranın ataerkil değerlerini benimsemiş, babasının mirasına ‘doğal hakkı’ gibi........
© OdaTV
