Diyanet'in utanç verici hutbesi
Bugünkü yazıma 24 Mayıs 2023 tarihinde, ikinci tura kalan Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili “Kime oy vereceğim?” başlığı ile kaleme aldığım yazının bir bölümünü tekrar yayımlayarak başlamak istiyorum.
“… Ben, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyumu Kemal Kılıçdaroğlu’na vereceğim. Bu kararımdaki en önemli gerekçem ise din ve geleneksellik adı altında kadınların tahakküm altına almaya çalışılması… Sıkça sorulan “Hiç endişen yok mu?” sorusuna cevabım şudur;
Muhafazakâr bir kadın olarak beni endişelendiren, Cumhur İttifakı’nın kadınla ilgili durduğu yer. Tayyip Bey’e iktidarın kapılarını açan ve uzun yıllar sürdürmesini sağlayan en önemli etkenlerden biri üniversitelerde ve kamu da başörtüsüne getirdiği serbestlikti.
Fakat son zamanlarda gerek siyasi oluşumlar gerek cemaatler aracılığıyla, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasayla ilgili iktidara yoğun bir baskı var. Bu baskıdan Cumhurbaşkanı Danışmanı Özlem Zengin ve KADEM Derneği kurucusu Sümeyye Erdoğan Bayraktar’da nasibini aldı. O kadar ki, başörtülü bir kadın olan Özlem Zengin, eşi başörtülü olan erkeklerden tehditler aldı (Kendisine dik duruşu sebebiyle teşekkürlerimi şahsen ilettim).
Ve ne yazıktır ki onu tehdit eden anlayış Cumhur İttifakı sayesinde mecliste çoğunlukta. Özlem Hanım önceki gün katıldığı bir televizyon programında “Türkiye’de kadın hakları deyince akla gelen parti AK Parti. Akla gelen lider Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır.” açıklamasını yaptı.
Tayyip Bey’in kazandırdıklarına itirazım yok lakin seçimi kazanmak için biz kadınların kazanımlarını kaybetmesine göz yummasına itirazım var.
Meclise giren HÜDA-PAR, parti programında yer alan “Yalnız yaşayan kadının sahiplendirilmesi” hususu ve “Kadın bizim için annedir, eştir.” açıklamasıyla anne ve........
© OdaTV
