Mali Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force – FATF) : Türkiye Yükümlülüklere Uyuyor mu?
Av.Dr.Alp Aslan: Adli Bilimciler Derneği Adli Yöneylem Komisyonu Başkanı
Prof.Dr.İ.Hamit Hancı: Adli Bilimciler Derneği Başkanı
Mali Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force – FATF), 1989 yılında kurulmuş ve kara para aklama (AML) ile terörizmin finansmanına (CFT) karşı küresel standartları geliştiren bir örgüttür.
FATF, 1989 yılında G-7 ülkeleri (ABD, Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve Kanada) tarafından karapara aklamanın uluslararası alanda önlenmesi amacıyla OECD bünyesinde kurulmuştur. 11 Eylül 2001 tarihinden sonra vizyonuna terörün finansmanı ile mücadeleyi de dahil eden FATF’nin halen 37 ülke ve 2 bölgesel kuruluş olmak üzere toplam 39 üyesi bulunmaktadır.
Türkiye, 1991’den bu yana FATF üyesi olup, bu üyelik çerçevesinde FATF’ın 40 Tavsiyesi olarak bilinen standartlara uyum gösterme yükümlülüğündedir.
40 tavsiye arasında özellikle 12 ve 22 numaralı tavsiyeler, Türkiye’nin uyum düzeyi bakımından kritik bulunmuştur.
Tavsiye 12, “Siyasi Nüfuz Sahibi Kişiler” (Politically Exposed Persons – PEP) konusunda, finansal kurumların bu kişilerle ilişkilerinde sıkılaştırılmış tedbirler almasını öngörür.
Tavsiye 22 ise “Finansal Olmayan Belirli İş ve Meslekler” (Designated Non-Financial Businesses and Professions – DNFBP) için müşteri tanıma, şüpheli işlem bildirimi ve iç kontrol yükümlülükleri getirmektedir.
Türkiye’nin 2021 yılında FATF gri listesine alınmasında, PEP’lere (Siyasi Nüfuz Sahibi Kişiler) yönelik düzenleme eksikliği ve DNFBP (Finansal Olmayan Belirli İş ve Meslekler ) kapsamındaki sektörlerdeki denetim zafiyetleri başlıca gerekçeler arasında yer almıştır.
Bu nedenle konu, hem ulusal düzenleme süreçleri hem de uluslararası itibarı açısından Türkiye için öncelikli bir politika alanı haline gelmiştir
FATF Tavsiye 12: PEP (Siyasi Nüfuz Sahibi Kişiler ) Yükümlülükleri
Başlangıçtaki Eksiklikler: 2019 FATF Değerlendirme Raporu’nda Türkiye, PEP yükümlülükleri konusunda “non-compliant” yani uyumsuz bulunmuştur. Mevzuatta PEP kavramı tanımlı değildi, yabancı ve yerli PEP ayrımı yapılmamıştı. Bankalar ve finansal kuruluşlar yalnızca genel riskli müşteri prosedürlerine tabiydi. Ancak PEP için zorunlu üst yönetim onayı, servet kaynağının araştırılması veya sürekli gözetim gibi tedbirler düzenlenmemişti. Bu durum, siyasi nüfuz sahibi kişilerin malvarlıklarının şeffaflığını azaltıyor ve uluslararası standartlara aykırılık oluşturuyordu
Reform Süreci: Türkiye, gri listeye alınma riskiyle karşı karşıya kalınca ivedi adımlar attı. 17 Kasım 2022’de yayımlanan 21 Sıra No’lu MASAK Genel Tebliği ile ilk kez “Kamusal Nüfuz Sahibi Kişi”........
© ngazete
