menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ama "Sümük" Herşeyi Alt-Üst Etti?!

15 0
19.10.2025

Sun Tzu’nun “Düşmanını Tanı” ilkesi ışığında,
Türkiye’nin önde gelen stratejistlerinden Kemal Uysal ile,
Mehmet Ali Birand’ın 1988 yılında “Teröristbaşı A’Öcalan” ile yapmış olduğu röportajı’nı,
“Psikolojik Harp ve Algı Stratejileri” açısından değerlendirdik.
...
Sanal Toplumsal Savaş ve Algı Manipülasyonu
RAND Corporation’ın “virtual societal warfare” (sanal/toplumsal algı harbi) kavramı,
Fiziksel güç kullanmadan toplumların bilişsel,
Duygusal ve algısal alanlarını manipüle etmeyi hedefler.
Bu strateji, medya aracılığıyla toplumsal bellek, güven mekanizmaları ve
Siyasal tercihleri şekillendirmeyi amaçlar.
Mehmet Ali Birand’ın 1988 yılında PKK lideri Abdullah Öcalan ile yaptığı röportaj,
Bu modelin erken bir örneği olarak öne çıkar.
Sun Tzu’nun “Düşmanını tanı, kendini tanı” ilkesi,
Artık savaş meydanlarından ziyade zihinlerde geçerlidir.
Modern savaşlar toprakta değil, algıda kazanılır.
Bu röportaj, algı savaşının erken bir sahnesidir.
Hem Birand’ın hem de Öcalan’ın kullandığı stratejiler,
Psikolojik harp tekniklerini anlamak için önemli bir vaka sunar.
Bir Röportajın Anatomisi: Algı, Kurgu ve Strateji
Birand’ın röportajı, dil, görsel kurgu ve montaj teknikleriyle
Algı manipülasyonunun ustalıkla işlendiği bir örnektir.
Aşağıda, röportajın temel stratejileri ve Öcalan’ın kullandığı taktikler
Detaylı bir şekilde analiz edilmiştir.
...
Mehmet Ali Birand’ın Psikolojik Harp ve Algı Stratejileri:
1. Kavram Mühendisliği (Dilsel Çerçeveleme)
Birand, röportaj boyunca PKK mensuplarını “gerilla” olarak adlandırarak
“Terörist” kelimesinin olumsuz çağrışımlarını yumuşattı.
Bu dil tercihi, örgütü bir halk hareketi gibi konumlandırarak meşruiyet algısı yaratmayı hedefledi.
2. Kamera Kadrajı ve Mizansen Desteği
Görsel kurguda Öcalan, arkada örgütün amblemi ve silahlarla merkezde konumlandırıldı.
Bu düzenleme, Öcalan’ı hem tehditkâr hem de “devlet benzeri bir otorite” figürü olarak sundu.
İzleyicide “düzenli bir güç” algısı yaratmayı amaçladı.
3. Profesyonel Temizlik ve “Medenilik” Vurgusu
Öcalan’ın tıraşlı, temiz kıyafetli ve markalı ayakkabılı görünümü vurgulandı.
Bu imaj, “dağdaki militan” yerine “uygar bir lider” algısı oluşturarak
Şiddeti kültürel düzeyde meşrulaştırmaya çalıştı.
4. Empati Yaratıcı Montaj (İnsanileştirme Tekniği)
Kurguda Öcalan’ın gülümsemeleri ve sakin tavırları öne çıkarıldı.
Bu, “tehlikeli düşman” imajını “anlaşılabilir insan”a dönüştürerek izleyicide korkuyu meraka çevirdi.
5. Batı’ya Mesaj Taşıyıcılığı
Röportajın dili, Türkiye kamuoyundan çok Batı’ya hitap eden
“Özgürlük” ve “demokrasi” temalarına odaklandı.
Bu, uluslararası izleyicide “hak arayan azınlık” algısını güçlendirdi.
6. Sorgusuz Kabul Atmosferi (Pasif Gazetecilik)
Birand, Öcalan’ın çelişkili ifadelerine meydan okumadı;
Aksine, cevaplarını tamamlamasına izin verdi.
Bu yaklaşım, söyleme farkında olmadan meşruiyet kazandırdı.
7. Dramatik Montaj ve Sahne........

© ngazete