Şeyh Sait’in torunları!
Sıfatı “Şeyh” idi…
Babası da dedesi de büyük dedesi de aynı sıfatı taşımıştı. Nakşibendi tarikatı üyesiydi. Çok varlıklıydı. Hem şeyh hem de zengin olunca, bir de üstüne şeriatın ağdalı dilini kullanınca, Doğu Anadolu’da epey sözü geçen bir konuma yükselmişti...
Cumhuriyetin kuruluşundan yalnızca 14 ay sonra isyan bayrağını çekti... İsyan öncesinde, tüm aşiretleri tek tek gezerek, hükümetin çıkardığı yasalarla dinden çıktığını, Mustafa Kemal’in dinsiz olduğunu, kuran ve namusun elden gittiğini söyledi... Yetinmedi, bir fetva yayınlayarak, Cumhuriyete karşı cihat ilan etti, üstelik garanti de verdi:
-Bu cihada katılan herkesin hem canı hem malı helaldir!..
Pek çok güçlü aşiret bu fetvaya kulak asmadı. Toparlayabildiği güçler ve İngilizlerin tam desteğiyle Cumhuriyeti yıkma çalışmalarını yürütürken, isyan hiç istemediği kadar erken ve hiç ummadığı bir biçimde Piran’da patlayıverdi. Hızla yayıldı. Öyle ki; isyancılar Diyarbakır’ın kapısına kadar dayandılar... Ve orada kaldılar!.. 11 Şubat 1925’te başlayan isyan 26 Mart’ta Türk Ordusu’nun kesin zaferiyle sona erdi. Varto’da, İran’a kaçmak üzereyken yakalandı. Diyarbakır’da yargılandı ve asıldı...
-Amacı, padişahlığı, hilafeti, şeriatı getirmek ve Abdülmecid’in oğullarından birini başa geçirmekti...
Arkasında, son padişah Vahdettin’den Kürt Teali Derneği yöneticilerine ve İngiltere’ye kadar, Cumhuriyete düşman geniş bir destekçi gurubu vardı...
-Adı, Şeyh Sait’ti...
İsyanın üzerinden yaklaşık 90 yıl geçti...
Şeyh Sait’in ardılları, idam edildiği yere heykelini dikmek için kolları sıvadılar... Kahraman ve şehit ilan edilmesi de cabası! Uğruna idam sehpasına........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein