menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ben Sincan’ı çok sevdim!

57 8
11.09.2025

Ben Çin’i, özellikle de Uygur-Sincan Özerk Bölgesi’ni hep merak ettim…

Çocukluğumda, ilk gençlik yıllarımda, gazetecilik yaşantım boyunca o bölgeyle ilgili o kadar çok şey duymuş, okumuş, izlemiştim ki, o nedenle de merakım giderek artmıştı. Ancak izlediklerimin, okuduklarımın, dinlediklerimin ezici çoğunluğu hep Batı medyasının, ABD’nin ünlü gazete ve televizyonlarının verdiği, yorumladığı daha da ötesi suçladığı bilgilerden oluşuyordu!

Dijital medyanın yaygınlaşması, sosyal medyanın güçlenmesi, Çin kaynaklarını izlemeyi de kolaylaştırınca, konuyu oradan da izlemeye başladım. İki ağırlıklı iddia vardı:

-Uygur Türkleri ağırlıklı bir baskı altındaydı ve dillerini kullanamıyordu…

-Camiler kapatılıyordu, dini vecibelerini yaşayamıyorlardı…

Tabii, bir de adeta NAZİ Toplama Kampları misali çok sayıda kamp vardı ve bir milyon Uygurlu buralarda işkence ve baskı altında yaşıyordu!

Yıllar bu iddiaları ve buna karşı Çin’in verdiği yanıtları izlemekle geçti. ve ben “bir gün mutlaka gidecek ve bizzat göreceğim” diyerek geçirdim bu zamanları…

Sonuçta da yakaladım bu şansı! 15 gazeteci Sincan-Uygur Özerk Bölgesi hükümeti tarafından davet edildik. Yeni Dünya Araştırmaları Merkezi ile Türk-Çin Dostluk Merkezi’nin destek ve organizasyonluğuyla 6 günlük gezi yolculuğu başladı…

Öncelikle, sonda söyleyeceğimi başta paylaşayım.

-Ben atalarımızın diyarını çok sevdim… Uygur halkının hısımlarımız olduğunu derinden hissederek döndüm!

Ayrıca, bizden göreceli olarak daha mutlu, daha........

© Nefes