menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kriminalize edilen iç cephe

392 1
04.02.2025

Kuşkusuz hiç yeni değil:

FETÖ kumpaslarını yaşadık...

Bu “bulaşıcı virüs” iktidara bulaştı.

Ve iktidar bu çatışmalı siyasetin kendine seçim kazandırdığını gördükçe, bu yöntemi politik araç haline getirdi.

Ceza yasalarının gölgesinde siyaset yapmaktan bahsediyorum!

Maalesef… Cezalandırıcı tertibat, bugün yine siyaset üzerinde tayin edici bir etkiye kavuşmuş görünüyor. Oysa:

Erdoğan son dönemde ısrarla, başta muhalefet olmak üzere herkesi ana dava konusunda birleştirici “iç cephe” vurgusunu yaptı/yapıyor. Doğrudur.

Mustafa Kemal Nutuk’ta ne dedi:

“Asıl olan iç cephedir. Bu cephe bütün memleketin, bütün milletin meydana getirdiği cephedir. Dış cephe, doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silahlı cephesidir. Bu cephe sarsılabilir, değişebilir, mağlup olabilir; fakat bu durum, hiçbir zaman bir memleketi, bir milleti yok edemez. Önemli olan, memleketi temelinden yıkan, milleti tutsak ettiren, iç cephenin çökmesidir...”

Ancak bugün iktidar çevresi neden iç cephede çatlak yaratacak, birliği yıpratacak tavırlar içinde?

Sandık başarısı için iç cepheyi çökertmeye gerek var mı? Ülkemizde son dönemde nedir bu yaşananlar:

Cezai kavramlar ile siyasi kavramları ve kriminal şiddet ile siyasal şiddeti birbirinden ayıran eşik çok belirsizleşti/müphem oldu! Ki bu giderek kronikleşiyor

Gözaltı, tutuklama, disiplin, kontrol, tecrit, kapatma, ıslah, dışlama vs. vs…

En son teğmenlerin ihracında da yaşadık:

Meşru bir söz söylediğinizi (veya gazetecilik gibi meşru bir eylem yaptığınızı) düşünürken, bir bakıyorsunuz ceza ile........

© Nefes