Sağlıktaki kâr virüsü
Bu ülkede hastalanmayacaksın. Günün birinde randevu almayı başarıp bir devlet hastanesinde, muayene sırasına girecek olursan, hastane koridorlarının, zengin ve fakirler arasındaki acımasız uçurumun en açık seçik görüldüğü yer olduğunu, için ürpererek, vicdanın sızlayarak görürsün.
Orada, bu dünyanın dışına itilmiş, kim varsa seninle birlikte doktorun kapısında kuyruğu girdiği izlenimine kapılırsın. Sanki, ülkedeki yoksul, yetim, çaresizler, derman aramak için kalkıp sıraya dizilmiştir.
Zaten çare bulabilen, başka bir alternatifi olan, o kapının önünde beklemiyor.
Bu sistemin yıllar önce “sağlıkta devrim” diye bize sunulduğuna nasıl inanabiliriz. Öyle bir devrim yaşandı ki; artık parası olanlar sağlık hizmeti alabiliyor, olmayanlar kaderine terk ediliyor.
TİCARET BULAŞTIRDILAR
Çünkü “sağlıkta devrim” devlet hastanelerinin koridorlarında sıraya dizilenler için, bir model vaat etmiyordu. Yeni model, sağlıkta ticarete, kâra kapıları ardına kadar açarken, yoksulları korumasız, güvencesiz bırakıyordu. Öyle de oldu. Ticaret ve kâr hırsı, bir virüs gibi sağlık sistemine enjekte edildi. Özel hastaneler, kısa sürede sağlıkta........
© Nefes
