Vefasız ve demokrasisiz Cumhuriyet olmaz!
1914 yılına girildiğinde Osmanlı İmparatorluğu’nun doğusundan, batısından, kuzeyinden güneyinden dört düvel saldırıyordu.
Rusya, Kafkasya Cephesi’nden vuruyordu.
Suriye-Filistin, Irak, Hicaz-Yemen cephelerinde Britanya Arap aşiretlerini kışkırtıyor, darbe üstüne darbe indiriyordu.
İran cephesinde Büyük Britanya’ya ve Rusya saldırıyordu.
Çanakkale cephesinde Britanya ve Fransa birlikteydi.
Galiçya cephesinde de Ruslarla savaştı.
Balkan cephesinde Sırp birliklerine Britanya, Rusya ve Fransa destek veriyordu.
***
Osmanlı’nın Harp Okulundan ve Harp Akademisinden mezun subaylar, bir taraftan çağa ayak uyduracak bir yönetim şekli belirlemeye çalışıyor, bir taraftan da bütün cephelerde savaşarak imparatorluğu yaşatmak için çırpınıyordu.
Ne yazık ki yanlış ittifaklar, büyük stratejik hatalar, yönetimdeki çürüme gibi faktörler yenilgileri peş peşe getirdi.
Cephelerdeki büyük fedakarlıklara, Çanakkale ve Irak cephelerindeki büyük zaferlere rağmen sonuç “yenilgi” oldu.
***
Sevr Anlaşması, Mondros Mütarekesi gibi anlaşmalar Türklerin son yurdunu, Anadolu’yu da parçalara ayırıyordu.
İşgal yetmiyormuş gibi, yoksulluk, salgın hastalıklar, açlık da imparatorlukta kol geziyordu.
Ülkeyi bu durumdan çıkarmak için umuda, cesarete ve stratejik bir akla ihtiyaç vardı.
Padişah, zafer sahiplerinin mandasına girmeye razıydı.
Kolaycılığa kaçan komutanlar da manda fikrine sıcaktı.
Ancak hayatlarının son 6-7 yılı cephelerde geçen bir grup yorgun ama cesur komutan yenilgiyi kabul etmedi.
Mustafa Kemal Atatürk........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein