İkinci faşizm çağı finalinde miyiz?
Hiç dikkat ettiniz mi?
Dünya bir asırlık bir döngü yaşıyor.
***
Karşılaştırmaya önce 20. yüzyılda olanları özetleyerek başlayayım:
- 20. yüzyılın ilk çeyreği sona erdiğinde 1. Dünya Savaşı bitmiş, dünya ciddi bir ekonomik sıkıntı yaşamaya başlamıştı. İspanyol gribi bütün dünyayı kasıp kavurmuştu. Almanya, Versay Anlaşması’nın sonuçlarını çok ağır yaşıyordu. ABD’deki 1929 buhranı dünyayı kasıp kavuruyordu. Alman halkı ulusal onurlarının çiğnendiği gerekçesiyle güçlü lider figürü arıyordu. Bunu İtalyanlar, İspanyollar, Portekizliler izledi.
- Bu arada yayılan ve güçlenen komünistler olağan düşmana dönüşmüştü. Alman halkı bir de Yahudileri düşman ilan etmişti. Faşizmin bir klişesi de “iç düşmanlar” yaratmaktı.
- Bu ortam etnik temelli saldırgan bir milliyetçilik yarattı.
- Kara gömlekliler, SS’ler, SA’lar gibi paramiliter yapılara kapı araladı ve örgütlü bir şiddeti yaygınlaştırdı.
- Devlet fetiş haline getirildi ve bireyin devlet için var olduğu görüşü pompalandı.
- Propaganda radyolar, mitingler ve semboller üzerinden sürdürüldü.
- Bu ruh hali “güçlü lider” arayışlarıyla da birleşince Hitler, Mussolini ve Franco gibi liderler ortaya çıktı. Bu liderlere mistik bir karizma atfedildi. Onlardan “kader adamı” mitleri yaratıldı. O liderler, ırkçı söylemleri en büyük silah olarak kullandılar. Popülizmi sonuna kadar kullandılar. Meclisleri feshettiler. Tek adam rejimleri yarattılar.
- Alt orta sınıflardan büyük destek aldılar. 1. Dünya........
© Nefes
