Hafızamız silinirken...
Geçen hafta pazar günü Kars’a gitmeyi planlıyordum.
Gitmeden önce 6 Aralık Cuma günü yazdığım yazıda, babam yaşarken Kars’la en güçlü bağımın geleceğe dair Kars hayallerim olduğunu ama babam öldükten sonra tuhaf bir şekilde ne zaman Kars’ı düşünsem geçmişe saplanıp kaldığımı anlatmaya çalışmıştım.
Yazım sizlerden büyük ilgi gördü.
Yüzlerce mesaj aldım.
Yazılanlardan, yaşadığım duygu konusunda yalnız olmadığımı gördüm.
Meğer ne çok insan varmış geçmişi, mahalle kültürünü, ailelerin bir araya geldiği büyük yemek masaları özleyen...
Meğer ne çok insan varmış, “yoksulduk ama mutluyduk, neşeliydik” hissini yaşayan.
***
Ne yazık ki milli havayolu şirketimiz hava muhalefeti nedeniyle uçuşları iptal etti ve gidemedim.
Ben Kars’a gidemedim ama kar yağışı ve beyaza bürünmüş Kars görüntüleri bana geldi.
O görüntülere bakarken de ruhumun zamanda yolculuğa çıktığını hissettim.
Kendimi bir aralık sabahı bütün kışı maaile geçirdiğimiz odada, soba başında buldum.
Dışarıda buz gibi bir hava vardı ama bembeyaz karda çoğalan gün ışığı, soğuğu geçirmesin diye pencereye kapladığımız naylonu dahi aşarak gözlerimizi kamaştırıyordu.
Sımsıcak salonumuzda bir insan kalabalığı vardı.
Annemin sancıları sıklaşmış, doğum başlamıştı.
Sobanın üzerinde iki büyük tencerede su ısıtılmıştı.
Soba borusuna tutturulmuş askılardaki kuru havluları kadınlar elden ele geçiriyordu.
Şamama Nenem sürekli komutlar veriyordu ama asıl işi küçük kız kardeşi Nazime Hala........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Rachel Marsden