Casusluk suçlaması ters tepiyor!
NEFES’te dün yayınlanan yazımda “casusluk” suçlamasının hukuki boyutlarını irdeleyip, Ekrem İmamoğlu, Merdan Yanardağ ve Necati Özkan’ın neden casus olamayacağını irdelemiştim.
Ben yazımı yazdığımda daha İmamoğlu, Yanardağ ve Özkan’ın ifadeleri alınıyordu.
Akşam saatlerinde üçünün de ifadesini okuma şansım oldu. Ayrıca itirafçı Hüseyin Gün’ün ifadesini ve savcılığın tutuklamaya sevk yazısını da okudum.
Gördüm ki sabah işin geneli hakkında yazdığım yazımın haklılığı, gece tutuklama kararlarıyla perçinlendi.
***
Bu iddialarla İmamoğlu’nu, Yanardağ’ı ve Özkan’ı tutuklayanların büyük ihtimalle casusluğun ne olduğuna dair bir fikri yok. (Kendilerine Murat Yetkin’in “Meraklısı için casuslar” kitabını okumalarını ya da “Bridge of Spies” filmini izlemelerini öneriyorum.
Bunu yapacak vakitleri yoksa, casusluk suçlamasıyla ilgili mevzuatı ve Yargıtay içtihatlarını da okuyabilirler).
Bunu nereden mi çıkarıyorum?
Arz edeyim:
Casusluk suçunun oluşması için çok somut gereklilikler var.
- Örneğin, sızdırılanın devlete ait olan ve saklı (sır) kalması gereken bilgiler, belgeler olmalı.
- Örneğin, karşı casuslar lazım. Yani yabancı devletlere, o devletlerin ilgili kuruluşlarına, casuslarına sızdırılması lazım.
- Örneğin, bu eylemin casusluk amacıyla yapılması lazım.
- Örneğin, bilgileri ele geçiren devletin o bilgilerle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına karşı ciddi avantajlar elde etmesi ve ciddi zararlar vermesi lazım.
***
Soruşturmacıların sorduğu sorulara, Hüseyin Gün, Necati Özkan, Merdan Yanardağ ve Ekrem İmamoğlu’nun........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon