Samanı ithal ediyoruz, sütü de mi İthal edeceğiz?
Bir sosyal medya kullanıcısı “Köylü LATTE’nin Efedisidir” başlığı ile bir video paylaştı.
Sahnede toprağın efendisi yani çiftçi, besici, emekçi var.
Bir parodi ile neler yaşadıklarını; emeklerinin karşılığını nasıl alamadıklarını ve kazananın kimler olduğunu anlattılar.
Kısaca, paylaşılan görüntüden bahsedeyim:
Video “Yeterli teşvik alamayınca köylüler” diye başlıyor.
Seyahatte olan 2 arkadaş bir kafeye giriyor. İçeride onları başları tülbentli, emekçi teyzeler, anneler karşılıyor.
Latte siparişi veriyorlar.
Çiftçilikten baristalığa geçen kadın sayıyor; badem sütü var, yulaf sütü var…
Müşteri soruyor: “Teyzeciğim siz nasıl bu hale geldiniz?”
Cevap net: “Köyde değer görmeyen süt, şehirde 250 TL’ye latte oldu.”
20 TL farkla yumuşak içim süt içmek ister misiniz?
İşte durum tam da bu.
Değer görmeyen, üreticisine kazandırmayan süt; köyden şehre gidince kıymete biniyor.
Kahvenin içine konulunca; laktozsuz, vegan, yumuşak içim, light derken, fiyatı da kanatlanıp uçuyor.
Bu yazıda süt gerçeğine bakalım.
Kazananı ve kaybedenleri masaya yatıralım.
Raflarda 40–60 TL’ye gördüğümüz (bazı marketlerde 80 TL ve üzeri) süt, bir kahve zincirinde latteye karıştığında 150–200 TL’ye satılabiliyor.
Oysa aynı süt, çiftçinin elinden 20 TL’ye bile alınmıyor. Çünkü; bir tavsiye fiyatı masalı var.
Ulusal Süt Konseyi (USK), 1 Ağustos 2025 itibarıyla çiğ süt için tavsiye fiyatını 18,35 TL/litre olarak açıkladı.
Üretici en az 25 TL/litre talep ediyor.
Ancak, 1 Ekim’den geçerli olacak şekilde de, çiğ sütün referans fiyatını 1,25 kuruş artırdı: 19,60 TL/litre olarak açıkladı.
Üreticilerin hesabı bambaşka.
Çünkü bu fiyat, çoğu bölgede mandıralar tarafından bile uygulanmıyor.
Süt, 14–15 TL’den........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d