Fransa’nın Rochefort limanından bir gemi kalkar. Tarihler 17 Haziran 1816’yı göstermektedir.

Geminin adı Medusa’dır.

Gemide bulunanların amacı Senegal’i İngilizlerden almak ve Fransız kolonisi yapmaktır. Gemi, Batı Afrika’ya yaklaştığından karaya oturur.

Yolcuların tamamını taşıyacak sayıda cankurtaran filikası yoktur ve filikalara binemeyenler için sal yapılır.

Gemide bulunan ilk vali ve üst düzey görevliler filikalardadır. Filika yolcuları, ipleri kesip saldaki 147 yolcuyu erzaksız ve susuz kaderleri ile baş başa bırakır… Çoğu hayatını kaybeder…

Dün… Youtube’da, Sol TV’de “Medusa’nın Salı/Bir AKP Belgeseli”nin altıncı bölümünü izledim.

Önce birinci bölümün başlangıcından şu kısa alıntı bize neden böyle bir belgesel hazırlandığını anlatıyor: “Devrimine sırtını dönmüş her ülke Medusa’dır ve her Medusa hikayesinden geriye derme çatma bir sal ve o sala sığınmış, biçare bir halk kalır.”

Gelelim altıncı bölüme… “AKP-liberal” ittifakı üzerinden bir dönem sorgulaması. Bugün Erdoğan karşıtlığı üzerinden yol alan “liberallerin” kısa bir yolculuğu. O yolculukta benim de hatırladıklarım var.

Gemiden atılan liberaller

6 Mart 2021’de kaleme almışım ve bugün “Medusa’nın Salı”nı anlatıyor.

Tarih 1 Nisan 2013…

İstanbul Suriçi Grubu Derneği’nin Topkapı’da bir otelde düzenlediği etkinliğe onur konuğu olarak katılan dönemin AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu şu cümleleri kurdu:

“10 yıllık iktidar dönemimizde şu ya da bu şekilde bizimle paydaş olanlar, gelecek 10 yılda bizimle paydaş olmayacaklar. Onlar da şu ya da bu şekilde her ne kadar bizi hazmedemeseler de; diyelim ki liberal kesimler, şu ya da bu şekilde bu süreçte bir........

© Nefes