menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İmralı’ya Gitmesi Gerekenler!..

93 4
10.09.2025

Önderliğini Devlet Bahçeli’nin yaptığı yeni açılım süreci için AKP-MHP, “Terör örgütüyle pazarlık ve al-ver olmadığını” söyleyegeldi.

Yine AKP-MHP ikilisi; İmralı’daki teröristbaşının “silah bırakma ve örgütü fesh etme” çağrısının sadece PKK değil, KCK-PJAK-Suriye’deki SDG/YPG ile Avrupa yapılanmasını da kapsadığını iddia edip durdu.

Ama hiç de böyle olmadığı ortaya çıktı. Nasıl?

Teröristbaşı sözde “fesih ve silah bırakma” çağrısı yaptı. Karşılığında İmralı yol geçen hanına döndü. Yasadışı şekilde video konferans yöntemiyle PKK toplantısına katılması sağlandı.

PKK’lılar 30 adet silah yakma şovu düzenledi. Karşılığında, yasal dayanağı olmaksızın TBMM’de “PKK komisyonu” kuruldu.

Beraberinde PKK-DEM şartlarını sıralamayı sürdürdü; komisyonun “Kürt sorununu” ele alması, ana dilde eğitim, vatandaşlık tanımının değişmesi ve Meclis komisyonunun İmralı’ya gitmesi gibi.

PKK-DEM’liler bir yana; bizatihi iktidarın bel bağladığı teröristbaşının İmralı heyetine şu söylediklerini nereye koyacağız?

Cumhuriyet tarihinin en önemli hamlesiyle karşı karşıyasınız. Şu tarz konuşmalar hoşuma gitmiyor: ‘Birkaç yaşlımız cezaevinden çıksın, şu paket şöyle olsun, bu pakette şu olsun’. Bu olmaz. Kuşkusuz değerlidir, saygı duyuyorum. Ama biz büyük şeylerle uğraşıyoruz. Bu tip şeylerle bizi kimse oyalamasın… Bizim taleplerimiz bunlardan ibaretmiş, bunlarla kandırılırmışız gibi yapmasın kimse… Öyle ‘Adalet Bakanından şunu isteyelim, bunu isteyelim’; ucuz işlerdir bunlar… ‘Şu pakete şu girdi, şu girmedi’, öyle at pazarlığıyla bu iş yürümez. Bu işi boğuntuya getirmeyeceğiz. Küçük işlere boğulmayalım… Özgürlük yasaları ve demokratik entegrasyon yasaları kalmıştır geriye… Özgürlük yasaları ve ardından anayasa…”

Bunlar “al-ver”in daniskası değilse, ne?!

Denize Düşüp Yılana Sarılmak

Teröristbaşının çağrısının özellikle Suriye’deki örgütü kapsayıp kapsamadığı meselesine gelelim.

Mazlum Kobani’si, Salih Müslim’i, DEM’i daha ilk günden, “Hayır kapsamıyor” dedi… Hatta, “Suriye’ye karışırsanız, buradaki süreç zarar görür” restleri çekildi… Ve yine bizatihi teröristbaşı aynen 2013’teki gibi, “Rojava’nın kırmızı çizgisi” olduğunu duyurdu.

Ama AKP-MHP, uzun süre bunları duymazdan geldi. Nihayetinde ise önce Erdoğan, ardından Bahçeli, SDG/YPG’yi operasyon mesajlarıyla hizaya getirmek üzere kolları sıvadı.

Peşi sıra MHP Genel Başkan Yardımcısı ve komisyon üyesi Feti Yıldız’dan, teröristbaşı ve DEM’in talebi doğrultusunda “sürpriz” bir teklif geldi.

Yıldız 5 Eylül’de; “Meclis Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş, terör örgütü kurucusu Abdullah Öcalan’ın beyanlarını almak üzere, zamanlaması ve yöntemi iyi düşünülerek Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu içerisinden 3 -4 kişiyi seçmesi bir zaaf oluşturmayacaktır.” diye buyurdu.

Bu........

© Müyesser Yıldız