Masa Örtüsünü Çekmek: Bilimi Yok Saymanın Bedeli
Bilim bazen hoşumuza gitmeyen şeyler söyler. Zeytinliklerin yanına maden açılmaz, fay hattına beton dikilmez, dere yatağına santral kurulmaz der. Ama siyaset, kendi çıkarı için bu sesleri susturduğunda, geriye sadece enkaz ve kayıplar kalır.
1939’dan beri yürürlükte olan Zeytincilik Kanunu, zeytinlikleri korumak için “3 kilometre” kuralını koydu. Ama torba yasalarla bu hüküm delindikçe, hem çiftçinin emeği hem de ekosistem yok edildi. Bilim “dur” dedi, siyaset “yol ver” dedi. Yada Marmara fayını bilen bilim insanları, “deprem kapıda” uyarısını yıllardır yapıyor. Ama imar aflarıyla bilimin sözü yok sayıldı. 6 Şubat depremleri, siyasetin susturduğu bilimin kanıtıydı. Karadeniz derelerine HES kurulduğunda, ekoloji uzmanları “sular bitecek” dedi. Dinlenmedi. Bugün birçok dere kurudu, tarım alanları çöktü. Kanal İstanbul tartışmalarında bilim “susuzluk, deprem, karbon” diye haykırdı. Ama siyasi vitrin ağır bastı.
Ve şimdi Amerika’da akıllara ziyan bir karar alınmaya çalışılıyor. Bu karar ile eskisinin aksine “sera gazları insan sağlığına zararlı değildir” denilmek isteniyor. The New York Times’ın iklim yazarlarından Claire Brown’un benzetmesini çok yerinde buluyorum burada. Diyor ki Brown, “Düşünün ki masanın üzerinde tabaklar, bardaklar, çatal bıçaklar var. Altında da bir masa örtüsü. Eğer biri o örtüyü çekip alırsa, üzerindekilerin hepsi birden yere düşer. Amerika’da Çevre Koruma Ajansı’nın (EPA) 2009’da aldığı “sera gazları insan sağlığına zararlıdır” kararını iptal etme girişimi tam da böyle: Tek bir kararı kaldırarak, hava kirliliğini sınırlayan onlarca kuralı bir anda çöpe atmaya hazırlanıyorlar.”
Olay şu;
EPA, 2009’da, yüzlerce bilimsel araştırmaya dayanarak, “Karbondioksit ve metan gibi gazların, solunum hastalıklarından, sıcak hava dalgalarına kadar pek çok sağlık riskini........
© Muhalif
