ÇYDD Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel gençlere seslendi: Umut hiç bitmesin, Atatürk hep rehberiniz olsun
Bu yazıma, başta Türkan Saylan olmak üzere, Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda ilerlemiş ve ilerlemekte olan, buna istekli olan Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün kadınlarına ve bu kadınların yetiştirdiği bütün çocuklara ithaf ile başlıyorum.
Geçen hafta, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı, çok değerli Prof. Dr. Ayşe Yüksel ile görüşmeye gittiğimde, odasında yer alan İznik Çinisinden yapılmış çintemani tablosu asılı idi. ( resmini aşağıda görebilirsiniz ) Görüşmenin birkaç gün öncesinde, bu motif başka bir sohbetime de konu olmuştu. Çintemani, sizlerin de muhtemelen daha önce karşılaştığınız, üç renkli daire ve iki dalgalı çizgiden oluşan çok eski, farklı medeniyetlerde de olan, kadim ve mistik bir motif. Osmanlı sanatında özellikle sarayda, kaftanlarda, halılarda, kalkan ve miğferlerde ve saray duvar süslemelerinde kullanılmakta iken Osmanlıdan sonra erken dönem Cumhuriyet, çeşitli sanat eserlerinde de sıklıkla kullanılmış.
Desenlerin anlamı, araştırabildiğim kadarı ile şöyle:
Üç daire, güç – akıl ve ruhu ( veya geçmiş –gelecek – şimdi ) simgeliyor.
İki dalgalı çizgi ise leopar - kaplan gözünü, yani dikkat, odak, hareket halindeki koruyucu ve savaşçı güç ile asaleti simgeliyor.
Özetle daireler niyeti, çizgiler ise eylemi anlatıyor gibi…
Ayşe Yüksel ile sohbet ederken, karşımda asılı duran İznik çinisi, sanki bütün bu anlamları ile Türkan Saylan idi.
Bu girişle, sohbetimizi okumaya başlayabilirsiniz:
Sara Aydın: Ben, öncelikle Türkan Saylan ile başlamak istiyorum. “Türkan” isimli kitabınızda onunla ilgili anlattığınız pek çok konu var. Bunun yanı sıra, Türkan Hoca’nın “ insan önce insandır “ felsefesini dernek olarak da yaşatmaktasınız. Bu felsefeden hareket edersek, size göre çocuklar, gençler için “eğitim hakkı ve çevre - doğa hakkı nasıl birleşir?
Ayşe Yüksel: Türkan Saylan, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğini kurduğunda önce başkanı, sonra genel başkanı oldu ve 19 yıl boyunca şube ve temsilciliklerle amacı doğrultusunda hizmet verdi. Derneğimizin amacı çağdaş bir eğitime yönelik projelerle çocukların ve gençlerin niteliklerini güçlendirmek. Bu bağlamda onların zaten kazanılmış olan yaşam hakkı, eğitim hakkı, barınma hakkı, kendini geliştirme hakkı, sağlıklı bir doğada yaşama hakkı bizim de önceliklerimiz arasında yer alıyor. Çalışma ilkelerimizden 5.maddemiz çevreye yöneliktir ve tüzüğümüzde yer alır. Dolayısıyla ÇYDD, doğa dostu bir dernektir. Çocuklarımıza, gençlerimize ve kadınlarımıza bu bağlamda farkındalık oluşturmak ve niteliklerini arttıracak projelerimizi sürdürüyoruz. BM Çocuk Hakları Bildirgesi bizim de yol haritamız zaten.
S.A: Siz de dördüncü kez tekrar dernek başkanı olarak seçildiniz, tebrik ederim.
Şu an içinde yaşadığımız dünya ve Türkiye şartlarında, 17 yaşında bir genç kız olsanız, gençlere neler söylemek isterdiniz?
A.Y: Öncelikle şu an 17 yaşında olmak istemezdim. Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ ten ve otuz yıl yol arkadaşlığı yaptığım Türkan Saylan’ dan öğrendiğimiz birşey var ki o da umudu hiç kaybetmemek. Dolayısı ile 17 yaşındaki gençlere de umudu hiç kaybetmemelerini söylerdim. Çocuklarımızın, Mustafa Kemal Atatürk ‘ ün kurduğu laik Türkiye Cumhuriyetinde her şeye rağmen doğmuş olmaları, Atatürk gibi bir kurucu lidere sahip olmaları onlar için başlı başına büyük bir şans. O zaman bu şansı iyi öğrenmek, iyi okumak gerekiyor. Hem Atatürk’ ü hem Türkan Saylan’ ı iyi anlamalarını isterdim ve kendi akıllarını kullanarak kendilerine de bir ölçüde yön verici olarak geleceklerini planlamalarını isterdim.
S.A: Umutlu olmak konusunu soracaktım ki zaten siz de anlattınız…
A.Y: Evet, umudumuzu hiç kaybetmememiz gerekiyor.
S.A: Umutlu olmanın yanı sıra, gençleri olumlu anlamda en çok besleyen şey gözlemlerinize göre nedir? Ya da ne olmalıdır?
A.Y: Gerçekten çok inanarak söylüyorum ki, Atatürk’ün “ Ey Türk Gençliği…” diye başlayan hitabesini çocuklarımız her gün okusa, her gün kendilerine yeni bir mesaj bulabilirler. Eskiden her gün okuduğumuz “ Andımız “ gibi. Dolayısı ile bütün dünyanın parmakla gösterdiği bir liderin, gençlere tavsiyelerini harfiyen yerine getirirdim ben olsam. Nesil farklılıklarımız var, her kuşağın bakış açısı farklı oluyor. Bizler, dijital dünyaya göçmen olarak geldik, ama Z kuşağı ve sonrası, dijital dünyanın içine doğdular. Zannediyorduk ki bu kuşağa çok umut bağlayamayacağız. Ama son aylarda gördük ki onlar da içine doğdukları Atatürk Cumhuriyetine yürekten ve dört elle bağlılar ama bunu korumaya ve geliştirmeye yönelik yöntemleri farklı ve öyle de olması gerekiyor. Onların yetenekleri ve bakış açıları da bizde........
© Muhalif
