menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Komisyon ve Ötesi; CHP NE YAPMALI?

14 9
yesterday

Komisyon nihayet ilk toplantısını TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında 48 üye ile yaparak "Milli dayanışma, kardeşlik ve demokrasi" adıyla ete kemiğe büründü. 51 üyesi olması tasarlanan komisyon, 3 üye ayrılan İYİ Parti'nin katılmaması nedeniyle 48 üye ile yapmak durumunda kaldı geride kalan salı günü. 3 üyenin AK Parti, CHP ve DEM arasında paylaştırılarak komisyonun 51 üyeye tamamlanması bekleniyor.

CHP'NİN DURUŞU

Açıklamalara göre, CHP'nin hassasiyetleri komisyonda dikkate alınmış, "nitelikli çoğunluk" (3/5) ve "demokrasi"nin komisyonun adına girmesi sağlanmış... CHP'nin sözcülerinin açıklamalarına göre, komisyonda "Cumhuriyetin temel nitelikleri" ve "anayasa" tartışma konusu olmayacakmış... CHP'nin sözcüleri, gerek parti içindeki gerekse Cumhuriyetçi kamuoyundaki endişeleri de dikkate aldıklarını, işlerin olumlu gitmediği bir zemin oluşursa komisyondan çekileceklerini de deklare ediyor. Özgür Özel de bir miting konuşmasında "değil Cumhuriyetin sütunlarıyla oynanmasını, bu sütunlara bir çivi bile çakılmasına izin vermeyeceklerini" belirtti.

ERDOĞAN'IN ÇIKIŞI

Fakat bu noktada yürütmenin başındaki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın komisyonun ilk toplantısından önce ilginç bir çıkışı, daha doğrusu CHP'ye bir salvosu oldu. Erdoğan, mealen dedi ki, “CHP'nin günahı çok, ancak komisyondaki duruşuyla bu günahlarının kefaretini ödeyebilir!”

Yani, "komisyondan çekilmeyi aklınızdan geçirmeyin, benim çizdiğim edep dairesinde kalın" demeye getiriyor. Özel ona gereken yanıtı verecektir. CHP'nin herhalde yürütmenin başından ayar alacak hali yok!

Oysa, 23 yıllık iktidarında memleketi getirdiği nokta açısından asıl kefaret ödemesi gereken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisi.

KOMİSYONA "DEMOKRASİ" EKLENDİ İSE ÖNCELİKLE AMASIZ, FAKATSIZ HUKUKA DÖNÜLMELİ

Madem komisyonun adında demokrasi de var, -ki, hukuk da demokrasinin olmazsa olmazı- o halde ilk ve bugünkü ikinci toplantıdan önce olmasa da hemen akabinde yürütme hiç vakit kaybetmeden AYM ve AİHM kararlarını uygulamaya başlamalı, hukukun asgari gereklerini yerine getirecek iklimi oluşturmalıdır. Kimse çıkıp "yargı bağımsız, biz karışamayız" diyerek kamuoyu ile maytap geçmeye kalkmasın! Keza, kayyım uygulamasına da derhal son verilmelidir. "Kent uzlaşısı" bir suçmuş gibi değerlendirilmekten çıkarılmalıdır. PKK ile uzlaşmaya giden yürütme nasıl böyle bir 'suç' icat edebilir? Öteyandan, cezaya dönüştürülen tutukluluklara son verilmeli, adli kontrol vb. olanaklar varken somut delillere dayanmayan yargılamalar tutuksuz olarak yapılmalıdır. Cezaya dönüştürülen ve yılları bulan........

© Muhalif